20 Nisan 2021 Salı

KIRLANGIÇLARI HEP ÇOK SEVDİM




 '' Kırlangıçları hep çok sevdim.

Ayvalık’ta bir açık hava otelinde tatildeyim, otelin resepsiyonu da açıkta. Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru, yavruların kafaları sürekli dışarıda, ve gagaları açık. 

Anne ve baba sürekli gidip gelip, yiyecek getiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerini görmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba gelip ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinci yavruya. İnanılır gibi değil, anne baba kırlangıçlar bu sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET.

Akşama doğru denizden çıktım, baktım yuvaya siyah bir kedi yaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp, çıkıp kediyi uzak bir noktaya kadar kovaladılar: CESARET.

Otel sahibi bir sohbet sırasında şunları anlattı: 

Bahar başlarında göç yolundan döndüklerinde kendi yuvalarının bulunduğu bölümün kapalı olduğunu görünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip, çıkıp onu uyandırmışlar: AKIL.

Sabah su içmek için fıskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklar atıyorlardı, ta ki fıskiye açılana kadar: İLETİŞİM.

Yuvalarını öyle bir yaparlar ki , o yuvalar yıllar boyunca  sağlam kalır ve dayanıklı olur: KALİTE.

Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK.

Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üst üste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Kırlangıç yuvalarına benzer bir yuva yapabilen başka hiç bir kuş yoktur: FARKLILIK.

Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz?

Kırlangıçlar devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK.

İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ.

Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonuna kadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ

Kırlangıçları hep çok sevdim... ''

Ahmet Şerif İZGÖREN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder