18 Ocak 2022 Salı

İKİ ŞEY ÖĞRETİSİ

 


Kilise tarafından yakılarak öldürülen anı engeller;

GİORDANO BRUNO (1548-1600 ) 

Rönesans felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biri olup evrensel ve zaman mefhumundan uzak 

"iki şey" öğretisi kulağa küpe olacak cinsten.


İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer;


1-      Bakış açısını değiştirmek


2-      Karşındakinin yerine kendini koyabilmek


İki şey yanlış yapm

1-Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek


2-Hak yememek 


İki şey gözden düşürür;


1-Demagoji (Laf kalabalığı)


2-Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez gösterme )


İki şey insanı ?Nitelikli İnsan ? yapar;


1-İradeye hâkim olmak


2-Uyumlu olmak


İki şey ? Ekstra Değer? katar;


1-Hitabet ve diksiyon eğitimi almak


2-Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek


İki şey geri bırakır;


1-      Kararsızlık


2-      Cesaretsizlik


İki şey kâşif yapar;


1-Nitelikli çevre


2-Biraz delilik


İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar;


1-Baskın yeteneği bulmak


2-Sevdiğin işi yapmak


İki şey başarının sırrıdır;


1-Ustalardan ustalığı öğrenmek


2-Kendini güncellemek


İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır;


1-      Niyetin saf olması


2-      Ruhsal farkındalık


İki şey milyonlarca insandan ayırır;


1-Sorun değil, çözümün parçası olmak


2-Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek


İki şey gelişmeyi engeller;


1-Aşırılık ( mübalağa, abartı, ifrat )


2-Felakete odaklanmış olmak


İki şey çözüm getirir;


1-Tebessüm ( gülümseme )


2-Sükût ( susmak )


İki şey değeri kaybedilince anlaşılır;


1-Anne


2-Baba


İki şey geri alınmaz;


1-      Geçen zaman


2-      Söylenen söz


İki şey ulaşmaya değer


1-Sevgi


2-Bilgi


İki şey ?hayatta önemli olan her şey? içindir;


1-Nefes alabilmek


2-Nefes verebilmek


Yaradan, iradesini hâkim kılmak için iyi insanları kullanır?.

Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Yaradan´ı kullanır .

#alıntıdır

23 Nisan 2021 Cuma

Cem Boyner'in çalışanlarına mail olarak gönderdiği fıkra

 


Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış. Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:-

 'Ula Haso, ahali bakiy mi?' 

Hasso cevap verirmiş:

-'Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.'
Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış 'Abdullah Cizrelioglu'.
Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:
-'Hala bakirler mi?'
-'He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.'
Her sene ayni tören sürermiş.
Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.
Sormuş hasso'ya:
-'Ahali bakir mi?'
-'He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır.'
Ağa 'Abdullah' diye adını, arkasından 'Cizrelioglu' diye soyadını yazmaya başlamış ki; kalakalmış. Çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş:
-'Bakirler mi?'
-'He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?'
Ağa çaresiz:
-'Hastalanmişem... Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu.' Diye emretmiş.
 Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip :
-'Ben okuma, yazma bilmirem' 
-'Neden lan?' Demiş ağa. 
-'Ağam' demiş, 'kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin. Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, tut da birlikte yazalım.' 
ÇEVRENİZDEKİLERİ EĞİTMEZSENİZ, 
TUTACAĞINIZ GÜN YAKINDIR

20 Nisan 2021 Salı

KIRLANGIÇLARI HEP ÇOK SEVDİM




 '' Kırlangıçları hep çok sevdim.

Ayvalık’ta bir açık hava otelinde tatildeyim, otelin resepsiyonu da açıkta. Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru, yavruların kafaları sürekli dışarıda, ve gagaları açık. 

Anne ve baba sürekli gidip gelip, yiyecek getiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerini görmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba gelip ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinci yavruya. İnanılır gibi değil, anne baba kırlangıçlar bu sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET.

Akşama doğru denizden çıktım, baktım yuvaya siyah bir kedi yaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp, çıkıp kediyi uzak bir noktaya kadar kovaladılar: CESARET.

Otel sahibi bir sohbet sırasında şunları anlattı: 

Bahar başlarında göç yolundan döndüklerinde kendi yuvalarının bulunduğu bölümün kapalı olduğunu görünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip, çıkıp onu uyandırmışlar: AKIL.

Sabah su içmek için fıskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklar atıyorlardı, ta ki fıskiye açılana kadar: İLETİŞİM.

Yuvalarını öyle bir yaparlar ki , o yuvalar yıllar boyunca  sağlam kalır ve dayanıklı olur: KALİTE.

Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK.

Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üst üste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Kırlangıç yuvalarına benzer bir yuva yapabilen başka hiç bir kuş yoktur: FARKLILIK.

Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz?

Kırlangıçlar devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK.

İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ.

Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonuna kadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ

Kırlangıçları hep çok sevdim... ''

Ahmet Şerif İZGÖREN


STRAFOR NEDİR ASETON İLİŞKİSİ

 


Polistiren, kimya endüstrisi tarafından petrolden ticari olarak üretilen sıvı bir hidrokarbon olan monomer stirenden yapılan bir polimerdir.


Polistirenin kimyasal yapısı, her iki karbonun bir Fenil grubuna bağlı olduğu uzun zincirli bir hidrokarbondur.

Genleşmiş polistiren (Strafor), yaklaşık% 90-95 polistiren ve% 5-10 gaz halinde üfleme ajanı, en yaygın olarak pentan veya karbondioksit karışımından üretilir. Katı plastik, genellikle buhar olmak üzere ısı kullanılarak bir köpük haline getirilir.

Saf katı polistiren, sınırlı esnekliğe sahip, renksiz, sert bir plastiktir. İnce detaylarla kalıplara dökülebilir. Polistiren şeffaf olabilir veya çeşitli renklerde yapılabilir. Ekonomiktir ve plastik model montaj kitleri, plaka çerçeveleri, plastik çatal bıçak takımları, CD "mücevher" kutuları ve çeşitli renklerde oldukça sert, ekonomik bir plastiğin istendiği diğer birçok nesnenin üretiminde kullanılır.

Strafor asetona (yaygın bir organik çözücü) eklendiğinde, çok hızlı bir şekilde çözülür ve kayboluyormuş gibi görünmesini sağlar. Erimiş plastik, sert katı Strafor plastik (polistiren) yapmak için asetondan geri kazanılabilir. Başka bir deyişle, aslında plastik yapmazsınız, sadece mevcut bir plastik biçimini dönüştürürsünüz. Aseton türü, polimer zincirleri arasında moleküler bir "kayganlaştırıcı" görevi görerek, birbirlerinin etrafında kaymalarına izin verir. Strafor yumuşar, köpükte hapsolmuş hava kabarcıklarını serbest bırakır ve polistiren asetonda yumuşak bir damla olarak son bulur. Damla çıkarıldığında ve asetonun buharlaşmasına izin verildiğinde, sert bir plastik parçası halinde katılaşır.

İki tip çözücü, polar çözücüler ve polar olmayan çözücülerdir. Biyo-plastikler, su gibi polar çözücülerde çözülür, polistiren ise aseton gibi polar olmayan çözücülerde çözülür.

Bu konuyu keşfetmek için kutupları oldukça farklı olan iki çözücüyü ele alalım. Polar bir çözücü olduğunu söylediğimiz su, tuz ve diğer birçok iyonik bileşik gibi hemen hemen polar olan her şeyi çözer. Yine de su her şeyi çözemez. Tırnak cilasını suyla çıkarmayı dene ve ne demek istediğimi anlayacaksın. Bazı polar olmayan özelliklere sahip bir çözücü olan aseton, bu işi yapmak için yaygın olarak kullanılır. Aseton, her tür polar olmayan madde için etkili bir çözücüdür.

Plastik Endüstrisi Derneği tarafından, öğelerin kolay geri dönüşüm için etiketlenebilmesi için geliştirilen polistiren için reçine tanımlama kodu sembolü 6'dır. Ancak, polistiren ürünlerin çoğu, uygun geri dönüşüm tesislerinin bulunmaması nedeniyle şu anda geri dönüştürülmemektedir.
Bu nedenle, bu petrol bazlı bir plastik olmasına rağmen, genellikle çöpe giden ve ayrışması binlerce yıl alacak bir plastiği yeniden kullandığınız için muhtemelen çevreye yardım ediyorsunuz.

ARILAR BALMUMUNU NASIL ÜRETİR?

 


Bu muhteşem sanatçılar ilhamı nerden alıyor?

Arı kovanı içinde işçi arılardan bir kısmının tamamen görevi peteklerin yapımı için balmumu hazırlamaktır. Bu iş 12 ila 18 günlük işçi arılar tarafından yapılır. Bir arının bal mumu salgısı oluşturabilmesi için iki gün boyunca sürekli bal ve polen yemesi gerekmektedir. Balmumu çıkarmak ile görevli arılar iyice karınlarının doyurduktan sonra ayaklarıyla birbirlerine tutunarak salkım oluştururlar. Kımıldamadan bu salkıma asılan arılar önceden yedikleri balları sindirirler. Bu sırada salkım hava sıcaklığı 25 derece iken arılar terler ve damlacıklar halinde bal mumu salgılamaya başlarlar. Çıkan bu damlacıklar hava ile birleşince beyaz beyaz pulcuklar halinde donar. Arılar, balmumu pulcuklarını arka ayakları ile karınlarından kazıyıp ağızlarına götürürler ve çiğneyip yoğurduktan sonra peteklerin arka duvarlarını ve bunun iki yüzünde bulunan alt köşeli gözleri yapmakla kullanırlar.

 Arının bir kilo balmumu yapabilmesi için 10 kg bal yemesi gerekmektedir. Ortalama kovan içinde 20 bin arı olan kolonide 1 kg’lık petek on günlük çalışma ile hazırlanabilmektedir. Bu süre zarfında arılar bir buçuk milyon balmumu pulcuğu yoğururlar. Arı başına 65 adet balmumu pulçuğu düşer. Arılardan ilk çıkan balmumları beyazdır ama zamanlar kovan içindeki gazlar ile bal ve çicek tozunun, propolis ile pupaların bıraktıkları karışımlar balmumunun rengini değiştirmektedir. Bu şekilde koyu balmumları yağmur suları ile yıkanarak beyaz bir hal almasını sağlayabiliriz.

BALMUMU ÖZELLİKLERİ:

 Balmumunda yüzde 13,5 ve yüzde 15 yağlı asitler, yüzde 70 ila 75 arası karışık eterler, yüzde 12 ila 15 arası karbonhidratlar ve az miktarda renk veren boyalar ve diğer maddeler ile onlardan da balmumu kokusunu ve rengini alır. Temiz balmumu rengi sarı olmaktadır. Balmumunu erittiğiniz zaman yağlı bir görüntü alır ve donduğu zaman ise sarı bir renge bürünür ardından renk olarak koyulaşır. Temiz balmumunun içinde toprak ve toz gibi yabancı maddeler olmaması gerekir. Normal ağırlığı 20 derece ısıda 0,959 gr’dır. Erime derecesi 60-70 derecededir.

Argan Öztaş'tan ALINTIDIR. 

25 Ağustos 2020 Salı

KUR'AN'daki Problemler


1. Köleliği yasaklamıyor. (Bakara: 177-221), (Nisa: 24-25-36-92), (Maide: 89), (Tevbe: 60), (Nahl: 71-75), (Muminun: 5-6), (Nur: 33-58), (Ahzab: 26-50-52-55), (Mucadele: 3), (Mearic: 29-30), (İnsan: 8 ), (Beled: 12-13), (Rum: 28)
2. Kadını dövmeyi emrediyor. (Nisa: 34)
3. Dünyayı düz olarak tasvir ediyor. (Hicr: 15), (Ra’d: 3), (Kaf: 7), (Gâşiye: 20), (Şems: 6), (Naziat: 30), (İnşikak: 3), (Bakara: 22), (Nede: 6-7), (Zariyat: 48)
4. Ayetlerde konuşanın kim olduğu belli değil. 3 ayrı özne var; Ben (Muhammed), O (Allah), Biz. (Hud: 2), (Zariyat: 51), (En’am: 114), (Hicr: 9), (Tekvir: 19-20), (Ahzab: 56) ???
5. Spermin testiste oluştuğunu bilmiyor. (Tarık: 7)
6. Her canlıyı çift yarattık diyor, bakterilerden haberi yok. (Zariyat: 49)
7. Güneşin çamura battığını iddia ediyor. (Kehf: 86)
8. Yıldızlar şeytanın atış tanesi diyor. (Mulk: 5)
9. Kutuplar yok. En kuzey ve en güneyde oruç nasıl tutulabilir, bir malumat yok. (Bakara: 187)
10. Milyonlarca yıl hüküm sürmüş dinozorlar yok ama deveden bahsediyor! (Gaşiye: 17)
11. İnsansı canlılar olan Neanderthal yok ama olmayan melekler, şeytanlar ve cinler var. (Bakara: 102), (En’am: 8-9), (A’raf: 20)
12. Beyin kelimesi yok. Beyin yerine düşünme organı olarak kalp anlatılıyor. (Muhammed: 24), (A’raf: 179), (Hacc 46), (Ali İmran: 119)
13. Mirasta adaletsiz. (Nisa:11-12)
14. Şahitlikte kadın ve erkeği bir tutmuyor. (Bakara: 228-282)
15. Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44), (Yusuf: 2), (Şuara: 198-199), (Enam: 92)
16. Peygamberin seks sırası anlatılıyor. (Ahzab: 51)
17. Birçok ayet birbirini yalanlıyor. İlk müslümanın Muhammed, Musa ve İbrahim olduğuna dair ayrı ayrı ayetler var. Hangisi belli değil. (A’raf: 143), (En’am: 163), (Ali İmran: 67)
18. El, ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33-38)
19. Kelle kesmeyi emrediyor. (Muhammed: 4)
20. Nerede bulursanız öldürün diyor. (Bakara: 191)
21. Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50)
22. Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: 33)
23. Ayetlerin bazılarında anlatım bozuklukları var. Haram davranışları sayarken "anne babaya iyilik edin" gibi pozitif cümleler var. ???
24. Anlayasınız diye Arapça indirdik deniliyor. Arapça evrensel değil. (Yusuf: 2)
25. "Mekke ve civarı için indirdik" diyen ayet de var evrensel diyen de... Kuran evrensel değil KAVİMSELDİR. (En’am: 92)
26. Peygamberin öz amcası Ebu Leheb'e beddua ve hakaretler var ve bu namaz suresi... (Tebbet: 1-5)
27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)
28. Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
29. Evlenme yaşı için sınır yok. ???
30. Sınırsız cariye helal. (Muminun: 6), (Nur: 32-33), (Ahzab: 50-52-55), (Mearic: 30)
31. Ayetleri sorgulamayın diye ayet var. (Maide: 101)
32. Dünyada haram ettiği zina ve içkiyi ahirette ödül olarak anlatıyor. (Bakara: 219), (Maide: 90-91), (Yunus: 4), (Nahl: 67), (Bakara: 25), (Ali İmran: 15), (Duhan: 54), (Tur: 20), (Rahman: 72), (Vakıa: 23), (Nebe: 33-34)
33. Eşcinselleri lanetliyor. (Nisa: 15-16), (Araf: 80-81), (Hicr: 71), (Şuara: 165), (Neml: 55)
34. Gayrimüslimlerin cennete girebileceği de söylenirken, başka ayette tam zıttı söyleniyor. (Bakara: 62), (Maide: 69), (Nur: 39), Hu: 15-16), (Tevbe: 17)
35. Namazın nasıl kılınacağı anlatılmıyor. ???
36. Tarihi bir olay anlatırken Meryem'leri karıştırıyor. Kur’an’da “Ey Harun’un kız kardeşi” diye hitap etmişlerdir. Halbuki bu iki Meryem birbirinden tamamen bağımsızdır. İsa’nın annesi olan Meryem’in Harun isminde bir kardeşi olmadığı gibi, bu iki Meryem’den ilki, diğerinden yaklaşık 1700 yıl önce yaşamıştır. (Meryem: 28)
37. Lat, Menat ve Uzza isimli putları övüyor. (Necm: 19-20)
38. Savaşa teşvik eden ayetler var. (Bakara: 190-193-216-244), (Ali İmran: 166), (Nisa: 71-72-76-84), (Enfal: 17-39-65), (Tevbe: 14-15-46-111-123), (Hac: 39), (Ahzab: 18-19), (Muhammed: 20), (Fetih: 11-16)
39. Bir savaşta kaç müslümanın kaç kafire denk geldiğini anlatan ayeti hemen bir sonraki ayet yalanlıyor. (Enfal: 65-66)
40. Kadına savaşta "ganimet" diyor. (Nisa: 4)
41. "Cahiliye dönemindeki gibi açılıp saçılmayın" diye kadının özgürlüğünü kısıtlıyor. (Ahzab: 33)
42. Ayın yarıldığını iddia ediyor. (Kamer: 1)
43. Galaksiler yok. ???
44. Evrenin nasıl oluştuğu tamamen yanlış anlatılıyor. ???
45. Dünyanın oluşumu bilime taban tabana zıt…
46. Güneş dünyanın etrafında döner diyor. (Enbiya/33)
47. Allah pek çok ayette beddua ediyor, hatta bazılarında kendi kendine "Allah onları kahretsin" diyor. (Munafikun: 4), (Tevbe: 30)
48. Kuran'da kadınlara hitap hiç yok. ???
49. Bazı hayvanları hâkir görüyor ve kafirler için "aşağılık maymunlar" gibi çocukça hakaretler kullanıyor. (Bakara: 65), (Maide: 60)
50. Muhammed tanrılaştırılıyor. (Ahzab: 56)
51. Bir ayette ganimetlerin tamamı peygamberin diyor, cihatçılar savaşı reddedince "ganimetlerin 5'te 1'i peygamberin" ayeti geliyor. (Enfal: 1-41)
52. Peygamberin küçük karısı Ayşe'nin zina yapıp yapmadığına dair ayetler var. Entrikalar ve dedikodular da unutulmamış. (Nur: 11-12-13-14-15)
53. Evrim hiç yok. ???
54. İçki konusunda önce olumlu sonra olumsuz ayet geliyor. (Nahl: 67), (Bakara: 219), (Maide: 90-91)
55. Yahudi ve hristiyanları dost edinmemeyi emrediyor. (Maide: 51)
56. Kadınlara "TARLA" diyor. (Bakara: 223)
57. Peygamberler arasında fark olmadığını söyleyen ayet ve Muhammed'in en değerli peygamber olduğunu söyleyen başka bir ayet var.
58. İyilik ve kötülüğün Allah'tan geldiğini söylüyor, sonra iyilik Allah'tan kötülük senden diyor.
59. Uzaya çıkmayı imkansız görüyor. (Rahman: 33)
60. Ay'ı nur kaynağı olarak nitelendiriyor, güneşin ışığını yansıttığını bilmiyor. (Yunus: 5), (Nuh: 16)
61. Büyük patlama ile ilgili hiçbir bilgi geçmiyor. ???
62. Köleyle hür bir tutulur mu, diye insanları ayrıştırıyor. (Nahl: 75)
63. Konuşan karınca, ejderha, vs masalsı anlatımları var. (Neml: 18), (Araf: 107)
64. İblis için bir ayette melek, diğerinde cin diyor. (Kehf: 50), (Bakara: 34)
65. Mahşerde Allah şefaat etmez diyen ayet de var, eder diyen de. (Bakara: 48), (Zuhruf: 86), (Necm: 26), (Zümer: 43)
66. Hayvan, bitki, coğrafi şekil ve besinler Ortadoğu’ya özgü. ???
67. Bir ayette vasiyet şart, diğerinde değil. (Bakara: 180),
68. Allah, Muhammed'e salat ediyor. (Ahzab: 56)
69. Kıble önce Kudüs'ken Yahudiler itiraz ettikten sonra Kabe oluyor. (Bakara: 144)
70. Cehennemde Ebu Cehil'e düello teklif ediliyor. (Alak: 13-19)
71. Rahman suresinin 31 ayeti plak takılmış gibi aynı cümleyi yazıyor. (Özellikle bakınız..)
72. Her şeyi bilen Allah kıyamet saatini meleklerden öğreniyor.
73. Cennette kadınlar için vadedilen hiçbir şey yok. ???
74. Hayvanları yük taşıma, öldürüp yeme ve ulaşım aracı olarak görüyor, evrimden alakasız.
75. Bazı ayetler daha Muhammed zamanında hükmünü yitiriyor ama hala duruyor.
76. Peygambere soru sormak için sadaka vermek emrediliyor. (Mücadele: 12)
77. Cennetin genişliği ayetlerde farklı anlatılıyor. (Hadid: 21), (Ali İmran: 133)
78. Dünya kainattan daha önce yaratıldı diyor. (Fussilet: 9-12)
79. Rüzgar olmasa gemiler durur diyor. (Şura: 33)
80. Boşanma konusunda kadını 3 kez boşayıp başkasıyla evlendirip boşarsan tekrar sana helaldir gibi garip bir mantığa sahip. (Bakara: 230)
81. Göklerle yer bitişikken onları ayırdığını iddia ediyor. (Enbiya: 30)
82. Diğer kitaplar gibi varlığına kanıt olmayan Nuh'un gemisi efsanesini anlatıyor. (Muminun: 27), (Hud: 37-38-42-44), (Araf: 64), (Yunus: 73), (Şuara: 119), (Ankebut: 15-65)
83. Mekke'de ayetler barışçılken Medine'de Muhammed güçlenince vahşi ayetler geliyor. (Kafirun: 6), (Tevbe: 29)
84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)
85. Gece ve gündüz bilimsellikten çok uzak anlatılıyor.
86. Mikail'in meteorolojiden sorumlu olduğu söyleniyor ama trilyonlarca gezegen var.
87. Tatlı suda mercan ve inci yetişebileceği anlatılıyor. (Rahman: 19-22)
88. Tevrat'tan alıntılar yapılırken hata yapılmış, Zebur kitap zannediliyor. (Kuran/Maide: 45 - Tevrat/Mısırdan çıkış: 21:23.25), (Kuran/Enbiya: 105 – Tevrat/Mezmurlar: 37:29), (Kuran/Araf: 40 – İncil/ Matta 19:24–Markos 10:25–Luka 18:25), (Kuran/Ali İmran: 93 – Tevrat/Yaratılış Bölümü 32:22.31), (Kuran/Hicr: 9 – Tevrat/Yeşaya: 40/8 – İncil/Matta: 5-18)
89. Cennet sadece erkeklere özgü bir harem gibi anlatılıyor.
90. Allah'ın bazı insanlara hidayet vermediği ve onları yakacağı söyleniyor.
91. Göğün yere düşmemesi için tutulduğu yazıyor. (Hacc: 65)
92. Nisa 11-12 ayetlerinde matematik hesap hatası yapılıyor.
93. Güneşin sıradan bir yıldız olduğu bilinmiyor.
94. Bilimselliğe ters olarak her şey insan için yaratıldı mantığı var.
95. Cinlerden bahsediyor, varlıklarına dair hiçbir bilimsel delil yok.
96. Allah bazı ayetlerde pazarlık yapıyor.
97. Hırsızlık haram ama savaşta ele geçirilenlerin yağmalanması helal. (Maide: 38), (Nisa: 24)
98. Nisa 23 ensesti yasaklıyor, Ahzab 50 sadece peygambere izin veriyor.
99. Kuran'da "AŞK" kelimesi hiç geçmiyor.

Kaynak: KUR'AN

27 Aralık 2019 Cuma

KAYSERİ UÇAK FABRİKASI

Şaşırmamak, bu azme hayran olmamak mümkün değil. 
Kayseri Uçak Fabrikası ilk açıldığında fabrikanın elektriği yokmuş. Jeneratörlerle çalıştırılmış. Sonra tren yolu yapılmış ve büyük jeneratörler gelmiş. Hirfanlı Barajı yapılıncaya kadar elektrik böyle sağlanmış. 
Kendi havaalanı olmadığı için kanatları at arabalarıyla boş arazilere çekilerek uçaklar orada birleştirilmiş. 
Fabrikanın inşası sırasında eşek, katır, deve bile kiralanmış.
Gıda ve giyeceğin tamamı Kayseri iç piyasasından karşılanmış. Böylece marangoz, manav, hububatçı, terzi, ayakkabıcı, demirci, bakırcı gibi zanaatkârlara üretim yapma imkanı doğmuş. 
Anneler oğullarıyla "Oğlumuz tayyare pavlikasında çalışır." diyerek övünürken; fabrika, fabrikadan öte bir eğitim kurumuna dönüşmüş ve tornacı, frezeci, kaportacı, kaynakçı, motorcu ustaları, şehrin metal sanayisinin temelini oluşturmuş. 
Atatürk kimdir? sorusunun binlerce cevabından biri; "Yoklukta uçak üreten, ürettiği uçakları hem satan hem de İran'a hediye bile edebilen kahramandır." olsa gerek. 
Yukarıdaki bilgiler, Kayseri-Marka Dergisi'nden alınmıştır. Detaylar ve diğer fotoğraflar bu dergide bulunabilir.