23 Nisan 2021 Cuma

Cem Boyner'in çalışanlarına mail olarak gönderdiği fıkra

 


Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış. Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:-

 'Ula Haso, ahali bakiy mi?' 

Hasso cevap verirmiş:

-'Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.'
Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış 'Abdullah Cizrelioglu'.
Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:
-'Hala bakirler mi?'
-'He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.'
Her sene ayni tören sürermiş.
Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.
Sormuş hasso'ya:
-'Ahali bakir mi?'
-'He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır.'
Ağa 'Abdullah' diye adını, arkasından 'Cizrelioglu' diye soyadını yazmaya başlamış ki; kalakalmış. Çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş:
-'Bakirler mi?'
-'He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?'
Ağa çaresiz:
-'Hastalanmişem... Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu.' Diye emretmiş.
 Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip :
-'Ben okuma, yazma bilmirem' 
-'Neden lan?' Demiş ağa. 
-'Ağam' demiş, 'kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin. Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, tut da birlikte yazalım.' 
ÇEVRENİZDEKİLERİ EĞİTMEZSENİZ, 
TUTACAĞINIZ GÜN YAKINDIR

20 Nisan 2021 Salı

KIRLANGIÇLARI HEP ÇOK SEVDİM




 '' Kırlangıçları hep çok sevdim.

Ayvalık’ta bir açık hava otelinde tatildeyim, otelin resepsiyonu da açıkta. Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru, yavruların kafaları sürekli dışarıda, ve gagaları açık. 

Anne ve baba sürekli gidip gelip, yiyecek getiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerini görmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba gelip ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinci yavruya. İnanılır gibi değil, anne baba kırlangıçlar bu sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET.

Akşama doğru denizden çıktım, baktım yuvaya siyah bir kedi yaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp, çıkıp kediyi uzak bir noktaya kadar kovaladılar: CESARET.

Otel sahibi bir sohbet sırasında şunları anlattı: 

Bahar başlarında göç yolundan döndüklerinde kendi yuvalarının bulunduğu bölümün kapalı olduğunu görünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip, çıkıp onu uyandırmışlar: AKIL.

Sabah su içmek için fıskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklar atıyorlardı, ta ki fıskiye açılana kadar: İLETİŞİM.

Yuvalarını öyle bir yaparlar ki , o yuvalar yıllar boyunca  sağlam kalır ve dayanıklı olur: KALİTE.

Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK.

Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üst üste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Kırlangıç yuvalarına benzer bir yuva yapabilen başka hiç bir kuş yoktur: FARKLILIK.

Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz?

Kırlangıçlar devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK.

İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ.

Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonuna kadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ

Kırlangıçları hep çok sevdim... ''

Ahmet Şerif İZGÖREN


STRAFOR NEDİR ASETON İLİŞKİSİ

 


Polistiren, kimya endüstrisi tarafından petrolden ticari olarak üretilen sıvı bir hidrokarbon olan monomer stirenden yapılan bir polimerdir.


Polistirenin kimyasal yapısı, her iki karbonun bir Fenil grubuna bağlı olduğu uzun zincirli bir hidrokarbondur.

Genleşmiş polistiren (Strafor), yaklaşık% 90-95 polistiren ve% 5-10 gaz halinde üfleme ajanı, en yaygın olarak pentan veya karbondioksit karışımından üretilir. Katı plastik, genellikle buhar olmak üzere ısı kullanılarak bir köpük haline getirilir.

Saf katı polistiren, sınırlı esnekliğe sahip, renksiz, sert bir plastiktir. İnce detaylarla kalıplara dökülebilir. Polistiren şeffaf olabilir veya çeşitli renklerde yapılabilir. Ekonomiktir ve plastik model montaj kitleri, plaka çerçeveleri, plastik çatal bıçak takımları, CD "mücevher" kutuları ve çeşitli renklerde oldukça sert, ekonomik bir plastiğin istendiği diğer birçok nesnenin üretiminde kullanılır.

Strafor asetona (yaygın bir organik çözücü) eklendiğinde, çok hızlı bir şekilde çözülür ve kayboluyormuş gibi görünmesini sağlar. Erimiş plastik, sert katı Strafor plastik (polistiren) yapmak için asetondan geri kazanılabilir. Başka bir deyişle, aslında plastik yapmazsınız, sadece mevcut bir plastik biçimini dönüştürürsünüz. Aseton türü, polimer zincirleri arasında moleküler bir "kayganlaştırıcı" görevi görerek, birbirlerinin etrafında kaymalarına izin verir. Strafor yumuşar, köpükte hapsolmuş hava kabarcıklarını serbest bırakır ve polistiren asetonda yumuşak bir damla olarak son bulur. Damla çıkarıldığında ve asetonun buharlaşmasına izin verildiğinde, sert bir plastik parçası halinde katılaşır.

İki tip çözücü, polar çözücüler ve polar olmayan çözücülerdir. Biyo-plastikler, su gibi polar çözücülerde çözülür, polistiren ise aseton gibi polar olmayan çözücülerde çözülür.

Bu konuyu keşfetmek için kutupları oldukça farklı olan iki çözücüyü ele alalım. Polar bir çözücü olduğunu söylediğimiz su, tuz ve diğer birçok iyonik bileşik gibi hemen hemen polar olan her şeyi çözer. Yine de su her şeyi çözemez. Tırnak cilasını suyla çıkarmayı dene ve ne demek istediğimi anlayacaksın. Bazı polar olmayan özelliklere sahip bir çözücü olan aseton, bu işi yapmak için yaygın olarak kullanılır. Aseton, her tür polar olmayan madde için etkili bir çözücüdür.

Plastik Endüstrisi Derneği tarafından, öğelerin kolay geri dönüşüm için etiketlenebilmesi için geliştirilen polistiren için reçine tanımlama kodu sembolü 6'dır. Ancak, polistiren ürünlerin çoğu, uygun geri dönüşüm tesislerinin bulunmaması nedeniyle şu anda geri dönüştürülmemektedir.
Bu nedenle, bu petrol bazlı bir plastik olmasına rağmen, genellikle çöpe giden ve ayrışması binlerce yıl alacak bir plastiği yeniden kullandığınız için muhtemelen çevreye yardım ediyorsunuz.

ARILAR BALMUMUNU NASIL ÜRETİR?

 


Bu muhteşem sanatçılar ilhamı nerden alıyor?

Arı kovanı içinde işçi arılardan bir kısmının tamamen görevi peteklerin yapımı için balmumu hazırlamaktır. Bu iş 12 ila 18 günlük işçi arılar tarafından yapılır. Bir arının bal mumu salgısı oluşturabilmesi için iki gün boyunca sürekli bal ve polen yemesi gerekmektedir. Balmumu çıkarmak ile görevli arılar iyice karınlarının doyurduktan sonra ayaklarıyla birbirlerine tutunarak salkım oluştururlar. Kımıldamadan bu salkıma asılan arılar önceden yedikleri balları sindirirler. Bu sırada salkım hava sıcaklığı 25 derece iken arılar terler ve damlacıklar halinde bal mumu salgılamaya başlarlar. Çıkan bu damlacıklar hava ile birleşince beyaz beyaz pulcuklar halinde donar. Arılar, balmumu pulcuklarını arka ayakları ile karınlarından kazıyıp ağızlarına götürürler ve çiğneyip yoğurduktan sonra peteklerin arka duvarlarını ve bunun iki yüzünde bulunan alt köşeli gözleri yapmakla kullanırlar.

 Arının bir kilo balmumu yapabilmesi için 10 kg bal yemesi gerekmektedir. Ortalama kovan içinde 20 bin arı olan kolonide 1 kg’lık petek on günlük çalışma ile hazırlanabilmektedir. Bu süre zarfında arılar bir buçuk milyon balmumu pulcuğu yoğururlar. Arı başına 65 adet balmumu pulçuğu düşer. Arılardan ilk çıkan balmumları beyazdır ama zamanlar kovan içindeki gazlar ile bal ve çicek tozunun, propolis ile pupaların bıraktıkları karışımlar balmumunun rengini değiştirmektedir. Bu şekilde koyu balmumları yağmur suları ile yıkanarak beyaz bir hal almasını sağlayabiliriz.

BALMUMU ÖZELLİKLERİ:

 Balmumunda yüzde 13,5 ve yüzde 15 yağlı asitler, yüzde 70 ila 75 arası karışık eterler, yüzde 12 ila 15 arası karbonhidratlar ve az miktarda renk veren boyalar ve diğer maddeler ile onlardan da balmumu kokusunu ve rengini alır. Temiz balmumu rengi sarı olmaktadır. Balmumunu erittiğiniz zaman yağlı bir görüntü alır ve donduğu zaman ise sarı bir renge bürünür ardından renk olarak koyulaşır. Temiz balmumunun içinde toprak ve toz gibi yabancı maddeler olmaması gerekir. Normal ağırlığı 20 derece ısıda 0,959 gr’dır. Erime derecesi 60-70 derecededir.

Argan Öztaş'tan ALINTIDIR.