22 Aralık 2012 Cumartesi

Lider Atatürk


BU ÜLKENİN HER TÜRLÜ NİMETİNDEN YARARLANIPTA ONA VE İLKELERİNE KARŞI OLMAK HAİNLİKTİR, ŞEREFSİZLİKTİR UTANMAZLIKTIR.
*Atatürk`ün dünyada `başöğretmen' sıfatlı tek lider olduğunu...
* Bir geometri kitabı yazdığını...
* Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (Türkçe) isim babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu...
* Norveç`de "Atatürk gibi olmak" diye bir deyim olduğunu. ''Atatürk'' çiçeği'nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını...
* Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki; Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu...
*''Mimber'' adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanangazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini...
* Kurtuluş Savaşı'nda rütbe alan bir çok kadın askerlerimizin olduğu, dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimizin olduğunu,Üst teğmen Kara Fatma'nın 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine bizzat Atatürk, tarafından atanmış olduğunu...
*Bir röportajda Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?' diye sorulduğunda "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen ilk ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu....
*1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük yeteneği ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini...
*1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde; "Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal, gibi lider getirir" denildiğini... *1996'da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar taşına yazılmasını istediği metinde;'Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm' yazdığını...
*2000'de ABD Başkanı'nın milenyum mesajında;''Milenyumun hiç şüphe yoktur ki; tek devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK'tür. Çünkü o yılın değil asrın lideriolabilmeyi başarmış, tek liderdir' denildiğini...
*2005'de Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr.Johns`un önerisinin 'Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk'ü örnek alsın yeter' olduğunu...
*2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerin den Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini...
BİLİYOR MUYDUNUZ!!!
AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden ATATÜRK resimlerinin kaldırılmasını protesto ediyoruz! Milli bilincimizi yavaş yavaş yok etmelerine izin vermek istemiyorsanız; bu mail'i iletebileceğiniz kadar iletiniz!!!...
İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler...
Trene binerler ve kompartımana çekilirler. Ertesi gün, yaveri, Atatürk'ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır.
Yaveri: "Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz" der.
"Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım", der.
Yaveri: 'Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik", der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:
"Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması".
ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HÃLA UYANAMADIK?...
Bir sürü saçma maili 10 kere birilerine gönderip dileklerinizin gerçekleşmesini bekleyeceğinize, lütfen bunu ülkesini seven herkes ülkesini sevenlere iletsin !!!

Kitap Oymacılığı

Sanatçı : Guy Laramee

Kitap Oymacılığı 










Sanatçının Resmi Sitesi :  http://www.guylaramee.com

23 Mart 2012 Cuma

Krav Maga

Krav Maga"nin temel kuruluşu ve açiklamasi____ İsrail'de Krav Maga adını alacak sistemin başlangıcı 1930'larda Macaristan ve Çekoslovakya'da Imi Lichtenfeld tarafından yahudi topluluğunu yahudi karşıtı gruplardan korumak için geliştirilmiş ve kurallarının tam olarak belirlenip ilk öğretildiği yer Bratislava olmuştur.


1910 yılında Budapeşte'de doğan Lichtenfeld, o yıllarda güreş ve boksla uğraştı ve jimnastik yaptı. Gençliğinde boks ve güreş şampiyonu olan Lichtenfeld savaşlar ve ilticalarla geçen hayatı boyunca da tekniklerini geliştirmek için bol bol fırsat buldu.


1948 yılında İsrail devletinin kurulmasının ardından İsrail ordusunda yüz yüze savunma konusunda eğitmenlik yapan Lichtenfeld, 1960’ların başında emekliye ayrılmış ve açtığı jimnastik salonunda tekniklerini sivil hayata uyarlayarak Krav Maga adını verdiği tekniğini öğretmeye başlamıştır. Imi'nin ilk Krav Maga okulları Tel Aviv’de ve Netanya’da açılmış. Böylece Krav Maga günlük hayatta, sokakta kendini korumak isteyen insanlar için öğrenilmesi mümkün, pratik bir yöntem haline geldi. Imi ve öğrencileri, Krav Maga’yı bütünlük taşıyan bir sistem haline soktular. Imi’nin ölümüne dek asistanlığını yapan Eyal Yanilov, sistemdeki açıkları saptayıp giderme işini üstlendi. Krav Maga, kısa sürede tanındı ve saygın bir dövüş sanatı olarak kabul gördü.


İsrail'de büyük ilgi gören bu 'sivil teknik'ler İsrail'deki bazı devlet okullarında ders olarak okutuluyor. Krav Maga'nın İsrail ve ABD dışında Fransa, Finlandiya, İskandinavya, İngiltere ve Brezilya'da da uygulayıcıları var.Türkiyede ise; Kravmaga Global Security Academy Güvenlik danışmanlığı adı altında uygulamaktadır. Krav Maga kursu 3 şekildedir:


1-Devletin eğitim için polis ve askerinin göndermesi ki bu izin ile olur. 
2-İsrailli bir vatandaşın Türkiye'de kurmuş olduğu danışman şirketler 
3-Türistik geziler ile kamplarda eğitim bu sadece poligonlara yöneliktir.


Krav Maga'da kesin kurallar bulunmamaktadır. Krav Maga bir spor olmadığından herhangi bir müsabakaya dayalı karşılaşması da bulunmamaktadır. Tüm teknikler gerçek hayat koşullarında maksimum etkinlikte işlemesi için geliştirilmiştir. Krav Maga'da ataklar ve savunmalar rakipte mümkün olabilecek en büyük acıyı oluşturmak amacıyla tasarlanmışlardır. Kafa atmalar, vuruşlar ve diğer şiddetli teknikler üzerinde durulmuştur.


Bir dövüş sanatından ziyade dövüş tekniği olan Krav Maga'nın prensipleri aşağıdaki gibidir:


öncelikle herhangi bir yaralanmadan kendini korumak 
savunma durumundan olabildiğince çabuk şekilde saldırıya geçmek 
doğal reflekslere güven; ancak bir kısmının pratik yaparak geliştirilmesi gerekir. 
bulunabilen herhangi bir zayıf noktaya vurmak.Tüm etkinlikle (tüm güçle değil) 
çevredeki herhangi bir obje yararlıysa,kullanmaktan çekinmemek. 
Saniyeden daha kısa zaman dilimlerinde yapılan kombine teknikler uygulamak



7 Şubat 2012 Salı

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’E Namaz ile ilgili sıkça sorulan sorular

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ İDDİASI

“Kur’an-ı Kerim’de beş vakit namazdan söz edilmediği ileri sürülerek günde beş vakit namazın farz olmadığı iddia edilemez. Belirtmek gerekir ki, sünnet olmaksızın Kur’ân’ın doğru anlaşılması mümkün değildir.” (!!!)
İlahi hükümlerin ikinci kaynağı kabul edilen sünnete gelince bunun iki işlevi vardır:

1.Kur'an'ı açıklamak,

2. Kur'an'da bulunmayan herhangi bir hükmü koymaktır.

" Sünneti dikkate almadan Kur'an'ı bütünüyle anlamak mümkün değildir. Bunlar da gösteriyor ki, Peygamberimizin, Peygamber olarak söylediği söz ve yaptığı davranışları Allah'ın denetimindedir. Bunun içindir ki, Kur'an'da Peygamber'e itaatın Allah'a itaat olacağını bildirilmiştir."

Bu sözlere göre önce hadis sonra Kur'an okumamız gerekiyor. Ama hangi hadis doğru acaba?

Hadislerin Kur'an'da olmayan hükümleri koyacağını söylemek açıkca küfürdür. Hz.Peygamber'e uymadan bahseden ayet, onun canlı model varlığını kastediyor, ona isnat edilen büyük çoğunluğu uydurma olan sözleri değil.





YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’E
Namaz ile ilgili sıkça sorulan sorular



KUR’AN’DAN ANLAYABİLECEĞİMİZ ŞEKLİYLE NAMAZ GEÇERLİ MİDİR?
Kur’an’dan anladığımız şekliyle kılınan namaz geçerlidir ve Hz. Peygamber bu namazı kılmış ve göstermiştir. Bunun dışındakiler geleneğin eklemesidir.

SÜNNET’E BAŞ VURMADAN YALNIZ KUR’AN İLE YAŞAYABİLİR MİYİZ?
Sünnet, gerçek sünnet olmak şartıyla bize yardım ve kolaylık sağlar. Bu kolaylıktan neden kaçalım? Ancak buna dayanarak Kur’an’ı herhangi bir biçimde yetersiz ve tatmin edemez göstermek küfür olur. Kısacası, bir insan sadece Kur’an’dan anladıklarını din olarak yaşasa Allah onu hiçbir hesap ve azaba çekmez. Çünkü Peygamberimizin esas görevi ve anlamı Kur’an’ı insanlığa iletmektir. Ötesi ayrıntıdır

NAMAZ KILARKEN OKUDUĞUMUZ DUA VE SURELERİN ANLAMLARINI BİLMİYORSAK NAMAZIMIZ KABUL OLMAZ MI?
Namazın kabul meselesi Allah'ın kararına bağlıdır. Ancak anlamını bilmeden yapılan ibadeti Kur'an eleştirmektedir. (Mâûn Suresi,4-5; Nisa Suresi,43)

AMENTÜ VE ETTEHİYYATÜ DUALARI KUR’AN’DA VAR MI?
Amentü ve Ettehiyyatü duaları Kur’an’da yoktur. Bunların yerine herhangi bir dilde başka dualar da okunabilir.

NAMAZ KILARKEN OKUDUĞUMUZ SÜBHANEKE ETTAHİYYAT, ALLAHÜMME SALLİ VE BARİK DUALARI KUR'AN'DA YER ALMADIĞI HALDE NEDEN OKUNMAKTADIR? O DEVİRDE TÜM NAMAZLARI PEYGAMBERİMİZ KILDIRIYORSA, NEDEN BU DUALARDA KENDİNDEN ÜÇÜNCÜ ŞAHIS GİBİ BAHSETSİN?
Hiçbir peygamber ibadette kendini niyaz konusu yapmaz. Bu, tevhide aykırıdır. Allahümme salli ve barik duaları sonradan eklenmiştir. Peygamberimiz, sübhaneke ve ettahiyyat (bu duada sözünü ettiğiniz kısım da sonradan eklenmiştir) yerine daha başka dualar da okurdu. Bunları siz de okuyabilirsiniz.

NAMAZDA OTURMA (TEşEHHÜD VE TAHİYYAT)
Namazda okuna gelen Tahiyyat ve Allahümme salli ve barik duaları da Resul’ün kesin uygulamasında yer almayan ancak tarih içinde Müslümanların kalıp bir dua formuna soktukları dua çeşitlerindendirler. Peygamber bu dualarda 3. Kişi konumundadır. Peygamberin kendi kendine bu duayı yapması dil ve mantık açısından mümkün değildir. Ancak namaz içinde yapıla gelen bu dualar Namazın ilk uygulayıcısı İbrahim (as) ve diğer Resuller’e ve namazın tevhidi ıslahçısı Muhammed (as)’a dua niteliği göz önünde bulundurulduğu müddetçe Salih ameller dahilindedir. Ancak bugün geniş bir kitle bu niyetin tam da zıttı bir tarzda Hz. Peygamberin hayatta olduğunu ve onu gördüğü zannı ile bu duayı okumaktadır. Bu tehlikeli inanç her bakımdan içinde şirk barındırmaktadır. Adeta bu dualar Fatiha Suresindeki “Bizi Nimet verdiklerinin yoluna ilet” (1:5) ayetinin başka bir tarzda dile getirilmesi olarak düşünüldüğünde makul karşılanabilir. Tahiyyat duası belli bir kalıpta olmayıp kişilerin tercihine bırakılmıştır. Zaten bu duanın rivayetlerle bize ulaşan sahabeden sahabeye değişen bir çok varyantı, şekli mevcuttur. Örnek verecek olursak Sahabeden İbn-i Mesud’un, İbn-i Abbas’ın, İbn-i Ömer’in, Ebu Musa El-Eş’ari’nin, Ömer b. Hattab’ın farklı teşehhud duaları bulunmaktadır

NAMAZ SONUNDA SELAM VERMENİN ANLAMI NEDİR?
Namazdan çıkmanın bir işareti ve ibadette bile barış ve esenliğin esas alındığının bir göstergesidir.

GERÇEK BİR MÜRŞİDİ KAMİLDEN DERS ALMAK İSTİYORUZ. SİZİ MÜRŞİT KABUL EDEBİLİR MİYİZ?
Kur’an’ı okuyun, ilim adamlarının da hepsinden yararlanmaya çalışın. Gerçek mürşit sıfatı Kur’an ve Hz. Peygamber’den başka hiçbir varlığa verilemez. Verilirse küfür olur.

KADINLARIN CUMA NAMAZI KILMASI KONUSUNDA DİYANET FETVA VERMEZSE, NE YAPMAMIZ GEREKİR?
Kadınların Cuma kılması konusunda Allah ve Peygamber fetvayı vermiştir. Bu böyle iken siz neden Diyanet’ten fetva bekliyorsunuz? Kadınlar tıpkı erkekler gibi Cuma Namazını kılarlar.

“İSLAM KURALLARIYLA YÖNETİLMEYEN BİR ÜLKEDE CUMA NAMAZI KILINMAZ” GÖRÜŞÜ DOĞRU MUDUR?
Bu görüş temelden yanlıştır, siyasaldır. Dinde dayanağı yoktur. Cemaatin oluştuğu her yerde ve her şartta Cuma kılınabilir.

HZ. PEYGAMBER HANGİ MEZHEPTENDİ, SİZİN MEZHEBİNİZ VAR MI?
Kur’an ve Hz. Peygamber mezhep diye bir şeyden söz etmemiştir. 4 hak mezhep deyimi İslam dışıdır. Ben Kur’an ve Hz. Peygamber’i izleyen bir müslümanım. Müslüman olmak için başka bir şeye ihtiyaç yoktur.


KUR’AN’A GÖRE NAMAZ VAKİTLERİ HANGİLERİDİR?
Kur’an’da kılmakla yükümlü tutulduğumuz namaz üç vakit olarak gösterilmiş ve adları verilmiştir:

1- Fecir namazı (sabah namazı) (şafak sökmesinden güneşin doğuşuna kadar),
2- Vüsta (orta namaz) (günün ortasında öğle yada ikindi adıyla kılınan namaz),
3- İşa (günün batışından sonra akşam yada yatsı adıyla kılınan namaz) (Güneşin batışından şafağın söküşüne kadar)

Ancak Peygamberimiz, bu üç vakte müekked (pekiştirilmiş) sünnet olarak iki namaz daha ekleyerek kılmıştır.Yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez. Müzzemmil Suresi’nin gösterdiği şekilde gece kalkıp Kur’an okumak veya Kur’an’la ilgili bilgilerle meşgul olmak son derece güzel ve Kur’ansal bir davranıştır.

KUR’AN’DA ADLARI İLE GÖSTERİLEN FARZ NAMAZLARININ (FECİR, VÜSTA, İŞA) 3 TANE OLDUĞUNU VE BU FARZLARIN 5‘E ÇIKARILMASININ HZ. PEYGAMBER’İN MÜEKKED (PEKİŞTİRİLMİŞ) SÜNNETİ OLDUĞUNU BELİRTİYORSUNUZ. PEYGAMBERİMİZİN MÜEKKED SÜNNETLERİ NASIL OLUYOR DA REKÂT SAYILARI İLE BİRLİKTE FARZ OLABİLİYOR VE BU BİR İLAVE DEĞİL MİDİR?
Cevap: Müekked sünnetin geleneksel anlayış tarafından farz diye verilmesi bizi bağlamaz. Fazla rekât sayısında namaz kılmanınsa Kur’an’la çelişen bir tarafı yoktur. Kılınan bir namazın 2 veya 4 rekat yerine daha fazla kılınmasının hiçbir sakıncası olamaz. Farz, asgari sınırı belirler. Ancak asgari sınırdan daha fazla namaz kılmanın makbul olmadığını söyleyemeyiz.

NAMAZIN KAZASI VARMIDIR?
VAKİT NAMAZLARI ZAMANINDA KILINAMAMIŞ, CEM ETME İMKANI DA BULUNAMAMIŞSA, KILINAMAYAN BU NAMAZLAR KAZA EDİLEBİLİR Mİ?
Kaza diye kılınan namazlar, kılınmamış namazların yerine geçmez. Ancak yeni namaz kılınmış olur, o da sevaptır, güzeldir.

GERÇEK BİR NAMAZ, YANİ ALLAH’IN KABUL EDECEĞİ BİR NAMAZ NASIL OLUR?
Namazın ruhu Allah’a karşı bağlılık ve samimiyettir. O ruhu yakalayıp yakalayamadığınız ise Allah ile sizin aranızdadır.

HZ. MUHAMMED’İN YORUMLARI ZAMANI İÇİN MİDİR, YOKSA BÜTÜN ZAMANLAR İÇİN Mİ? ÖRNEĞİN, KUR’AN’DA NAMAZ KONUSU NET DEĞİLKEN PEYGAMBERİMİZ BUNU NET BİR BİÇİMDE BELİRTMİŞTİR. BİZDE HER ZAMAN ONUN KILDIĞI GİBİ Mİ KILMALIYIZ?
Peygamberimizin bazı yorumları zaman üstüdür. Bunlar dinin temel ilkeleriyle ilgili yorumlardır. Bazı yorumları ise zamanla kayıtlıdır. Bunlar günlük hayatın pratikleriyle ilgili yorumlardır. Sünnetin büyük kısmı bu ikinci türdendir.

NAMAZ KILARKEN NEDEN BAZI SURELERİ OKUMAM GEREKİYOR? NEDEN ALLAH’IMA İÇİMDEN GELEN BİR ŞEYLERİ SÖYLEYEMEM? NEDEN BU ENGELLENMEK İSTENİYOR?
Namazda okunması gerekenlerle ilgili görüşünüz gerçeğe uygundur. Namazın esası, insanın içinden geldiği gibi öz yakarışlarını kendi diliyle Yaratıcıya arz etmesidir. İçinden gelenleri ifade etmek üzere kişi ebette ki Kur’an’dan ayetler seçebilir. Ancak birilerinin bir takım sureleri seçip bunlara “namaz sureleri” adını vermesi ve bunların okunmasını dayatması namazın da Kur’an’ın da ruhuna aykırıdır.

NAMAZ KILINIRKEN KÂBE’YE DÖNMENİN AMACI NEDİR? TANRI HER YERDE OLDUĞU HALDE YÖN GEREKLİ MİDİR?
Kâbe’ye dönmenin amacı, cemaatle namazda birlik ve düzeni sağlamaktır. Tek başına kılınan namazlarda Kâbe’ye dönmek elbette ki uygundur. Ama dönülmemişse namazı geçersiz kılmaz.

NAMAZI TAM BİR KONSANTRASYON İÇİNDE KILAMIYORSAK, KILMAMAMIZ DAHA MI DOĞRUDUR?
Konsantrasyon eksikliği namaz kılmamanın gerekçesi olamaz.
İbadeti terk etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. Tam ve mükemmel arınmışlık hiçbir insan için mümkün değildir. Tüm gayret gösterilir, eksikler için Allah’tan af dilenir.

BEN ALEVÎ BİR GENCİM. NAMAZ KILMAK VE ORUÇ TUTMAK İSTİYORUM. ANCAK AİLEM KARŞI ÇIKIYOR. NE YAPMALIYIM?
Allah’ın emri karşısında anne-babanın geleneksel dayatmalarına itibar edilmez. Kur’an’ın gösterdiği şekilde namaz kılıp oruç tutmak Hz. Ali’yi memnun etmenin de biricik yoludur. Size bu yolu tercih etmenizi öneririm. Alevîlik, Hz. Ali’ye ve İslam’a aykırı işler yapmanın kılıfı olamaz.

CUMA NAMAZI KADINLARA FARZ MIDIR?
Cuma namazı, kadın-erkek her mümine farzdır. Diğer namazlar gibi kadın ve erkeğe birlikte emredilmiştir. Kadını bundan istisna edecek hiçbir vahiy verisi yoktur. Ayet ey erkekler değil, ey inananlar hitabıyla başlar.

“Ey inananlar! Cuma günü, namaz/dua için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” (Cuma -9)

Kadınlar nasıl Cuma namazı kılabilir?
Kadınlara ayrılan yerde mi yoksa erkek cemaatin arkasında mı?
Kadınların Cuma kılmaları, ayrı yerde veya erkek cemaatin arka kısmında mümkündür.

Namazda okuduğumuz duaları sesli bir şekilde okuyabilir miyiz?
Namazdaki duaları bağırmamak şartıyla sesli okumakta hiçbir sakınca yoktur. (bk. İsra, 110)

Saça sürülen jöle, briyantin gibi maddeler ABDEST’İ bozar mı, namaza engel midir?
Bu maddelerin abdest ve namazla hiçbir ilgisi yoktur.

Bayanlar namaz kılmak için abdest alırlarken başlarını örtmeli mi?
Başın örtülmesi hiçbir durumda zorunlu değildir.

Allah’ı tespih etmenin sayısı ve âleti OLUR MU?
Rükû ve secdede söylenen üçlü tespihler DOĞRUMUDUR?
Rükû ve secdedeki üçlü tespihler gelenekseldir, zorunlu değildir. Sayısı değiştirilebileceği gibi yerine başka şeyler de söyleyebilirsiniz.

Cuma namazının iki rekât olduğu hangi ayette verilmektedir?
Namazın rekât sayısı Kur’an’da yoktur. Ancak namazın vücut bulması için asgari 2 rekâta ihtiyaç vardır. Hz. Peygamber bunu fiilen göstermiştir.

Herkes Kur’an’ı Kerim’i anladığı şekilde namaz kılarsa sonuç ne olur? Bu yüzden mezhepler yol gösterici değil midir?
Mezhepler yorumdur. Siz; dini yaşamak için bir yoruma ihtiyaç duyuyorsanız bunda bir sakınca yoktur. Yeter ki seçtiğiniz yorumu dinle eşitlemeyin. Namazını-niyazını Kur’an’dan anladığı şekilde yerine getirenlere de karışmayın.

Kuzey kutbunda, bazı zamanlarda güneş tam olarak batmıyor. Geri sabah olmuş oluyor. Bu durumda yatsı namazı ne olacaktır?
Kur’an’a göre güneşin batışından itibaren doğuşuna kadar kılınacak olan tek namaz “İşa” namazıdır. Akşam-yatsı ayrımı Kur’an değil sünnet kaynaklıdır. O halde andığınız bölgede güneşin batışından sonra kılınan namaz Kur’an’ın isteğini karşılar. Namaz kılacak kadar vakit kalmıyorsa “İşa” namazı vücut bulmuyor demektir.

Üç cuma namazını mazeretsiz kılmayan dinden ÇIKAR MI?
Cuma namazı ile ilgili bu anlayış sonradan dine sokulmuştur. Emeviler okudukları hutbeleri dinlemek istemeyen sahabi neslini, kendilerini dinlemeye mecbur bırakmak için çeşitli dayatmalara gidiyorlardı. Bu da onlardan biridir.

camiye giTMEK ŞART MIDIR? Dili Dönmediği için fazla dua bilmEYENİN DURUMU NEdir?
İslam ibadet için cami şartı koşmaz. Cami toplantı yeri demektir. Gidip gitmemek size kalmıştır. Namaza gelince; namaz için filan-falan duaları okumak şartı yoktur. Kur’an’da geçen duaları okumak elbette tercih edilir ancak bunu yapamayanlar içlerinden gelen duaları ederek namazlarını kılarlar. Bunun aksini söyleyenler din adına yalan söylemektedirler.

Sabah namazını vaktinde kılamazsak en geç hangi saate kadar kılabiliriz? Kuşluk namazı var mıdır?
Sabah namazının vakti güneş doğmadan öncedir. O vakitte kılamamışsanız, güneş doğduktan sonra öğlenin vaktinden önce kılabilirsiniz. Bu da kuşluk namazı olur.

Başörtüsü, namazların cemi, kadın-erkek birlikte ibadet etme konuları için en iyi örnek Hac ibadetinde yaşananlar değil midir?
Namazların cemi mütevâtır olarak belirlenmiştir. Başın örtülmesi hiçbir yerde farz değildir. Kadın-erkek karışık halde ibadet sadece tavaf sırasında caizdir.

Abdest uzuvları hangileridir?
Abdestte iki tür uzuv söz konusudur:
1.Yıkanan uzuvlar: Yüz, dirseklere kadar kollar.
2. Mesh edilen uzuvlar: Baş ve ayaklar.

Namaz kılarken secdedeyken ve otururken sağ ayak parmağının Kıble’ye doğru olması gerektiği söyleniyor. Fakat namaz her hangi bir yöne dönerek KILINABİLECEĞİNE GÖRE bu DURUM MANTIKLIMIDIR?
Böyle bir zorunluluk var mıdır?
Namazla ilgili buna benzer bir çok mantıksızlık ve din dışılık vardır. Bu da onlardan biridir.

Namaz kılmayanlara yaptırım uygulanır mı?
Hz. Ali’ diyor ki;
“Namazı gücünüz yettiği kadar kılın. Şu bir gerçek ki Allah namaz için kimseye azap etmeyecektir.” (İbn Hemmâm, el-musannef, 3/78)
Bu durumda namaz kılmamıza gerek yoktur DİYEBİLİR MİYİZ?
Namaz dinin emridir ancak azap korkusuyla yapılan ibadet gerçek anlamıyla ibadet olmaz. Bunun içindir ki Cenabı Hak ibadetleri yapmayanlara ceza düzenlememiştir. Namaz kılmayanlara maddi bir yaptırım Kur’an’da yer almamaktadır. Ancak cezanın olmaması savsaklama gerekçesi yapılırsa bunun yaratacağı kayıplar büyük olur.
Namaz Kur’an’da emredilmiştir. Bu emri savsaklayanların Allah tarafından hesaba çekilecekleri tartışılmaz. Azap edip etmeyeceği Allah’ın bileceği bir şeydir.
Hz. Ali’nin sözü yoruma açıktır.

Fıkıh kitaplarında namaz kılmayanların dövüleceği, hâlâ kılmazlarsa öldürüleceği yazıyor. Hanefî mezhebi ise ölene kadar hapis hükmüyle farklılık gösteriyor. Doğrumudur?
Mezheplerin namazla ilgili bu görüşlerinin tümü Kur’an dışı hatta din dışıdır.

Namaza kaç yaşında başlanmalıdır?
Bütün yükümlülükler gibi namaz da buluğ çağında farz olur.

Farz namazlarında ilk iki rekâtta ek sure okunabileceği, 3 ve 4 rekatlarda okunamayacağı söylenmektedir. Doğru mudur?
Geleneksel uygulamada ek sure ilk iki rekâtta okunur.
Esasta ise kıyam halinde bir miktar Kur’an okumak her rekât için yeterlidir. Örneğin Fatiha okumak. Buna ilave yapmak veya sadece Fatiha ile yetinmek her rekât için mümkündür.

Namazı kılmayı tam anlamıyla uygulamamak Müslüman olmamıza engel midir?
Namaz kılmamak inkâr değil ihmal sonucu ise insanı dinden çıkarmaz. Sadece günahkâr yapar.

Namaz sonrası tesbih çekmek sünnet midir farz mıdır?
Tesbih âleti bir bid’attır. Dinimize sokulan bu alet Budizm'den gelmektedir. Allah’ı tesbih etmek için o âletin kullanılması İslam’a aykırıdır.

Farz namazlar gibi sünnetleri de imamlar kıldırsa, imam ayetleri sesli okusa biz de çocuklarımızla birlikte rükû ve secde etsek daha iyi olmaz mı?
Farz dışında hiçbir namaz camide kılınmamalıdır. Peygamberimiz teravih de dahil farz dışındaki namazların cami dışında kılınmasını emretmiştir. Çocukların farz namazlara götürülmesi peygamberimizin uygulamasıdır. Ancak okunan ayetlerin anlamını bilmedikten sonra imam sesli de okusa hiç kimseye yararı olmaz.

Namazdan sonra hocanın “el fatiha” deyip okuması bizlere de “amin” dedirtmesi doğru mudur?
Namazdan sonra dua edip cemaate amin dedirtmek tümden bidat tır.

Namaz kılarken başı kapatma zorunluMUDUR?
Bir bayanın namaz kılarken en makbul şekildeki örtünmesi nasıldır?
En makbul örtünme derecesi el, ayak ve baş dışındaki bölgelerin örtülmesidir.
İsteyen başını da örtebilir, bu bir tercih işidir.

Allah rızkınızı veririm diyor, SABIRLA VE namazla yardım dileYİN diyor. Ancak aylardır rızkımı istiyorum, namazla yardım diliyorum, bir sonuca ulaşamıyorum. Sabretmem mi gerekir, neden dileklerim kabul olmuyor?
Namaz rızık edinme aracı değildir.
Namazlarınızla Allah’ı imtihan etmeye kalkmayın. Allah bizleri imtihan eder, biz Allah’ı imtihan edemeyiz.
Rızkınız için çalışın. Namazla elde edilecek yardım ruhsal destek ve faaliyet bilincidir.

Namaz kılmak için Mekan sorunu varsa, Sadece duaları okumak yeterli midir?
İmkan yoksa namaz vakti içinizden Allah'ı anar,"salat"ınızı bu şekilde yerine getirirsiniz.Zaten Kur'an yürüyerek namaz kılmayı da hükme bağlamıştır.

Cenaze namazı namaz mıdır, dua mıdır? abdestsiz KILINABİLİR Mİ?
Cenaze namazı bir duadır, abdestsiz de kılınabilir.

Fetva vermeye yetkili bir merci var mıdır?
Kur'an'a göre fetvayı Allah verir. İnsanların yaptıkları hangi dereceden olursa olsun yorumdur.

cübbe ve sarığın namazla bir ilgisi var mıdır?
Cüppe ve sarık bir Arap kıyafetidir ve İslam'la bir ilgisi yoktur.

Namaz sırasında Fâtiha'dan sonra bir sure okursak, sureyi okumadan besmele çekmek gerekir mi?
Fâtiha'dan sonra bir sure okumak şart değildir. Okunursa da besmele çekmek gerekmez.

Kandil gecelerinde kılınan namaz ve yapılan ibadetler insana daha mı çok sevap kazandırır?
Kur'an'da kandil geceleri diye bir şey yoktur. (Kadir Gecesi hariç) Hiçbir gecede yapılan ibadetin de ötekinden farkı yoktur.Önemli olan ibadette huşûdur.

İstihare namazına yatılarak sorunlara çözüm bulunabilir mi?
Hayır, bulunamaz. İstihare namazı ile hiçbir soruna çözüm bulunamaz. Bulunsaydı İslam dünyası bu halde olmazdı.

Namazda secdeye iki defa eğilmek gelenek midir?
Secdenin iki defa yapılması Hz.Peygamber'in sünnetidir.

Farz namazlardan önce kamet getirmek zorunlu mudur?
Kamet cemaatle kılınan namazda gereklidir.

KUR’AN’DA Kİ sabah namazı şahitlidir ifadesi ne anlama gelmektedir?
O ayetteki (İsra 78) ifade sabah namazı değil, sabah okunan Kur'an'dır. O ifadenin tam olarak neyi kastettiğini şu an için bilemiyoruz.

Kur’an’da namaz sayısının 5 olduğumu söyleniyor? Hüd suresi 114.AYET’TE gecenin vakitleri olarak 3 zamanın belirtildiği, günün 2 ucu da dahil 5 olduğu söyleniyor. DOĞRUMUDUR?
Kur’an’da namazla ilgili 5 diye bir rakam asla yoktur.
Diğer söylemler kişisel yorumlardan ibarettir. Bu yorumlara bakıldığında daha başka tespitlerde yapılabilir. Tartışılmayacak gerçek şudur: Kur’an’da adıyla geçen namazlar 3 tanedir. 5 vakit uygulanması Peygamberimizin sünnetiyle belirlenmiştir. Namazların farzı-sünneti gibi ayrımlar fıkıhçılar tarafından sonradan yapılmıştır. Vahye ve bilime dayalı yanları yoktur.

Taha suresi 130. ayeti ,
“Güneşin doğuşundan önce (sabah namazı), gecenin bazı saatleri (yatsı namazı) ve gündüzün iki ucunda tespih et (namaz kıl)”
ne anlama geliyor?
Tespih, namaz değildir. Namaz salât kelimesiyle ifade edilir. Taha 130. ayet tespihten bahsediyor, namazdan yani salât’ tan değil. Kur’ân dışı dinci ekip, Kur’an’daki kavramları parantez açarak, yani ekleyerek kafasındaki fikirlere uyduruyor. Tahrifat ve tahribat yapıyor.

Kur'an'da 3 namaz vakti geçtiğini görüyoruz ancak bazı din otoriteleri Taha 130'daki ifadenin 5 vakti işaret ettiğini söylüyorlar. Burada insanların tercümesinden kaynaklanan bir hata mı söz konusudur, işin aslı nedir?
Kur'an bu üç vakti isimleriyle saymıştır. 5 olsaydı onların isimlerini de verirdi. Gerçek budur, gerisi yorumdur.

Yunus Suresi 87. ayetteki namaz sözcüğünü hangi anlamda alabiliriz?

“Mûsa'ya ve kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini yerleştirmek üzere Mısır'da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın/karşılıklı yapın ve namazı/duayı yerine getirin! İnananlara müjde ver.”

Anılan ayetteki salât sözcüğünü bugün kıldığımız namaz anlamında alamayız. Dua etmek anlamını alabiliriz.

Salât, namaz ilişkisi nedir?
Kur'an; aynı zamanda dua anlamına gelen salâtın bağlı olduğu temel şekil kurallarını da göstermiştir. Ancak geniş anlamda bütün dualar salât kavramı içine de girer.

Fıkıh kitaplarındaki namaz kılma tarifleri ne kadar doğrudur, Hz. Peygamber nasıl namaz kılmıştır?
Fıkıh kitaplarının anlattığı namaz, Hz. Peygamber’in kıldığı namazın aynı değildir. Temel kaynak niteliğindeki fıkıh kitapları okunduğunda Peygamberimizin kıldığı namazla ona yapılan ilaveleri birbirinden ayrılabilir. Bu bir bilgi ve ihtisas işidir. Peygamberimizin kıldığı şekliyle namazı yakında çıkacak olan Kur’an ve sünnete göre hazırlanmış İslam ilmihalinden öğrenebileceksiniz. Şimdilik, İslam Nasıl Yozlaştırıldı kitabımızın Namaz bölümüne bakabilirsiniz.

İbadet / namaz ana dilde olmalı diyorsunuz.(Manasını anlamak için) Almanya ya da diğer ülkelerde ana dilleri farklı Müslümanlar var. Herkesin ayrı camisi mi olacak?
Konunun sizin söylediğinizle bir ilgisi yoktur. Cami ve cemaatta orijinal Kur’an metni okunur. Ancak bireysel ibadette herkes kendi diliyle ibadet edebilir. Bu konu, Yeniden Yapılanmak kitabımızın “Ana Dilde İbadet” bölümünde çok geniş incelenmiştir. Lütfen oradan okumaya çalışın.

Namazın toplu şekli Kur’an’da verilmiyor, parça parça veriliyor. Açıklar mısınız?
O parçaları Hz. Peygamber birleştirerek bugünkü şekliyle namazı göstermiştir. Namaz, toplayıcı bir ibadettir. Rûkü ve secdede söylenen sözler bağlayıcı değildir. Söylemeseniz de olur, yerine başka bir şey söyleseniz de olur.

Namazda hangi dua veya sureyi okuyabiliriz?
Kur’an’ın dua ayetlerini okumak en ideal yoldur. Bu konuda bizim “Kur’an’ın Öğrettiği Dualar” adlı kitapçığımızdan yararlanabilirsiniz.

Hz. Peygamber, şu an İslam âleminin kıldığı şekilde mi namaz kılıyordu?
Büyük ölçüde bugünkü şeklin dışında bir biçimde kılıyordu.

İslam’da, bâtın ve zâhir adı altında iki türlü namaz var mıdır?
Böyle bir ayrım yoktur. Böyle bir ayrım İslam’ın ruhuna aykırıdır.

Cinsiyet değiştirenlerin cenaze namazında ne söylenmelidir?
Cenaze namazında cinsiyet belirtilmesi dinin bir emri değil geleneğin bir uygulamasıdır. Cenazede niyet edilirken, "musalladaki ölüye” diye cinsiyet belirtmeden de namaz kılınabilir.

Namazı nasıl kılacağız, Kur’an’da tarifi var mı?
Namazın nasıl kılınacağı Kur’an’da parçalar halinde verilmiştir. Bir bütün olarak nasıl kılınacağını ise Hz. Peygamber bize göstermiştir.

Peygamberimiz Kur’an’da 3 vakit olan namazı sevap olsun diye 5 vakit olarak kıldıysa, o zaman fazladan kılınan iki vakitteki namazları farz olarak kabul etmek doğru mudur? Bu fazla olan iki vakit hangileridir?
Sabah namazı, günün ortasında kılınan bir namaz ve gün batışından sonra kılınan bir namaz Kur’an’da adlarıyla gösterilmiştir. 5 vakit kılmak ise Peygamberimizin müekked (pekiştirilmiş) diye anılan sünneti cümlesindendir. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez.

Seferi namaz, insanların ulaşım sırasında yorulmadığı günümüz şartlarında da kılınabilir mi?
Yolculuğa çıkan, tüm sefer hallerinde seferi namaz kılınabilir.

Namaz için düzen ve disiplin eskiden gerekliydi şimdi gereksizdir diyenler günah işler mi?
Namaz için bu tür şeyler söylemek temelden yanlış ve günahtır.

İslam kurallarıyla yönetilmeyen bir ülkede Cuma namazı kılınmaz görüşü doğru mudur?
Bu görüş temelden yanlıştır, siyasaldır. Dinde dayanağı yoktur. Cemaatin oluştuğu her yerde ve her şartta Cuma kılınabilir.

Seferi namaz kılınması için km. şartı var mıdır?
Km. şartı yoktur, yolculuğa çıkanın vereceği karar önemlidir.

Dinî bayramlarda farz namazlardan sonra getirilen tekbirlerin kaynağı nedir?
Bayram namazları farz değildir. Tekbirler de o namazlara sonradan eklenmiştir.

Namazda “ettehiyyatü” çıkartılmalı diyorsunuz. Yerine ne okumalıyız?
Çıkartılmalı demiyoruz. Yerine başka yakarış cümleleri de okunabilir diyoruz. Örneğin bunun yerine Kur’an’ın dua ayetleri okunabilir.

Namazı sadece farzları ile tarif ediyorsunuz. Sünnetler nasıl var oldu?
Borcumuz olan namaz farzlardan ibarettir. Onun ötesinde istediğiniz kadar kılabilirsiniz. Sevap olur.

Cem namazının niyetini nasıl yapacağız? Akşam ile yatsıyı, yatsı namazında cem edersek akşam kazaya kalmaz mı? 17 rekatlık farz namazlara Peygamberimizin kıldığı sünnetleri de ilave ederek açıklar mısınız?
Cem’de namaz kazaya kalmış değildir. Sırayı bozmadan her namazı kendine has niyetle kılarız. Sünnetin sayısı dondurulmamıştır. İstediğiniz kadar kılarsınız. Sünnetlerin sayısını farzlara eklemek İslam dışıdır.

Namaz kılarken okumamız gereken sureleri Türkçe olarak veya içimizden geleni söyleyerek namaz kılabilir miyiz?
Söylediğiniz şekilde namaz kılabilirsiniz.

Namaz kılarken gözlerimizi kapatabilir miyiz? Gözüm kapalı olduğunda kendimi daha iyi namaza verebiliyorum ve Allah'a daha içten dua edebiliyorum.
Evet, kılabilirsiniz. Namaz kılarken gözleri kapamanın yasak olduğuna ilişkin bir vahiy beyanı yoktur. Hatta bazı fıkıhçılar namazdaki huşûun gözleri kapamak olduğunu söylemişlerdir.

Gece ibadetinde namaz kılmak mı, Kur’an okumak mı daha iyidir?
İkisi de mümkündür. İkisi de ibadettir. Ancak genel bir kural olarak, anlamı üzerinde düşünerek Kur’an okumak veya Kur’an ilimleriyle meşgul olmak, namaz kılmaktan daha öncelikli ve üstün bir ibadettir. Ankebût Suresi 45 ve Mûzzemmil Suresi 3-4. ayetler bunu açıkça bildirmektedir.

Dinî nikâh zorunlumudur, âdet halindeyken oruç tutulabilirmi, namaz kılınabilirmi, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmek günah mıdır?
Nikah bir akittir. Yaşanılan toplumun hukuk kurallarına göre kıyılır. Dini nikah diye bir zorunluluk yoktur. Kişisel tercih olarak isteyen resmî nikahtan sonra dinî nikah kıydırabilir. Âdet halindeki yasak için Bakara Suresi 222. Ayete bakabilirsiniz. Kur’an müşrik kadın ve erkeklerle evlenmeyi kesin yasaklamıştır. Hıristiyan ve Musevi erkeklerle evlenmeyi yasaklayan bir Kur’an ayeti yoktur.

Biz sadece Kur’an’ın anlattıklarından mı sorumluyuz? Hz. Muhammed’in sünnetleri bu sorumluluğun içinde midir? Namaz, Kur’an’da anlatılan şekilleriyle farz, belirtilmeyen yönleriyle de kişilerin yorumuna açık mıdır?
Sorumluluğun ölçüsünü ve çerçevesini Kur’an belirtir. Peygamberimizin sünneti işte bu sorumluluğu kavramamızda bize kolaylık sağlar. Namazlar, Hz. Peygamber’in yorumuna göre kılınır.
Cuma namazı kılmak için çevremde birkaç kişi bulamayınca camiye gidiyorum ancak hep pişman oluyorum. Buna nasıl bir çözüm bulabilirim?
En az üç kişi bulup istediğiniz şekilde Cuma namazı kılamadığınız taktirde her hangi bir camide kılabilirsiniz. Eğer bu içinize sinmiyorsa tek başınıza öğle namazını kılmakla yetinin.

Siz beş vakit namazı camide farz olarak mı kılıyorsunuz? Evde farzlar dışında namaz kılıyor musunuz? Eğer kılıyorsanız nasıl niyet ediyorsunuz?
Camilerimiz büyük ölçüde bidat yuvası haline geldiklerinden, vakit namazlarını tamamen kendi başıma kılıyorum. Cemaatle kılmam gereken “Cuma” yı ise dışarıda cemaat oluşturabildiğimde yine cami dışında kılıyorum. Aksi halde en uygun gördüğüm bir camiye “Cuma” için gidiyorum. Evde ayrıca zaman zaman teheccüd namazı kılmaktayım. Farz dışı namazlar için hiçbir niyet gerekmemektedir.

Vacip nedir, sünnetten farkı var mıdır? Bayram namazları vacip mi yoksa sünnet midir?
Vacip, fıkıh dilinde müekked (pekiştirilmiş) sünnet karşılığı kullanılır. Yerine getirilmesi gerekli olan demektir. Vacip Hanefî mezhebinde bir terimdir ve müekked sünnet ifade eder. Bayram namazları sünnettir.

Namazı günde üç vakit kılarsak rekât sayısı değişir mi? Peygamberimizin üç vakit kıldığını nereden anlıyorsunuz?
Namazın vaktiyle rekât sayısının bir ilgisi yoktur. Rekât sayısı değişmez. Peygamberimiz namazı 5 vakit kılar, ancak çoğunlukla bu beş vakti üç vakitte toplardı, yani cem ederdi.

Camilerde kılınan namazların bir ekonomik maliyeti vardır. İmamın maaşı, elektrik, su giderleri, temizlik, bakım gibi... Bu giderler devlet bütçesinden karşılanıyor. Namazı kılan kişi sevabı alıyor ancak maliyetine karışmayıp başkalarına ödetiyor. Sevabı aldığı gibi maliyetini de ödemesi gerekmez mi? 70.000 caminin giderlerine katıldığım için bu kılınan namazlardan bana sevap düşer mi? Ya da hakkımı helal etmesem kılınan bu namazlar geçerli olur mu?
Camiler ve cami giderleri ile ilgili düşüncelerinize katılıyorum. Bu uygulamalar İslam dışıdır.

Namazın kılınış şekli tam olarak kutsal kitabımızda neden tarif edilmemiştir?
Namazın kılınış şekli parçalar halinde verilmiştir. Hz. Peygamber bu parçaları birleştirerek namazı en mükemmel şekliyle göstermiştir. Ancak namazın parçaları olan hamd, şükür, tespih (Allah’ı yüceltmek), secde, rükû, kıraat ayrı ayrı birer ibadettir.

Sayı tutturmak için kılınan çok rekât yerine gönül huzuru ve aşk ile kılınan bir rekât namaz daha makbuldür.” diyorsunuz. Namaz kılarken mümin kişi rekât sayısını kendine göre düzenleyebilir mi?
Namaz asgari iki rekâttır. Nafile namazlarda uzun ve dikkatli kılmanın rekât sayısını artırmaktan daha üstün olduğu bütün fıkıh kitaplarında yazılıdır. Çünkü Kur’an’ın istediği huşû sayı çokluğu ile değil sakin ve dikkatli kılmakla elde edilir.

Namazın Allah ile Hz. Peygamber arasında geçen pazarlık sonrasında 50 vakitten 5 vakte indiği doğru mudur? Değilse kaç vakittir?
Peygamberimizin 5 vakit namaz kılıp bunu zaman zaman 3 vakitte topladığı tarih açısından kesindir. Ancak namazın bazı pazarlıklarla belirlendiği yolundaki rivayet İslam dışı bir uydurmadır.

Yaratılmış olduğumuza göre nerede olursa olsun Allah’a kulluk edeceğiz. Ve ibadet sürekli yapılmalıdır. Yani elli-altmış yaşına gelince namaz kılmak Allah’ı küçük görmek, onu anlamamak değil midir?
İbadet bulûğ çağından itibaren yapılmalıdır. Ancak mükemmel olanı yapamayanların eksik biçimde ibadet etmelerine karşı çıkamayız. İslam’ın yolu en iyisini teşvik ve temenni etmektir. Eksiği olanları tamamen ibadetsiz bırakmak değil.

Namazda, yalnız Allah’ın adının anılması ile ilgili bir ayet varsa, euzubillahiminneşeytanirracîm sözcüğünü söylemek bu ayete aykırı bir davranış mıdır?
Namazda “euzu” nun söylenmesi namaza aykırı değildir. Allah’ı anmak her hangi bir biçimde de yapılabilir.

Afganistan’daki Şii bir Türk arkadaşım, namaz kılarken secdede alnını koyacağı yere kilden yapılmış bir madde koyuyor. Sorulduğunda, insanın topraktan yaratıldığını ve yine ona dönüleceğini söylüyor. Sizce tekâmülümüz toprakta mı Tanrı’da mı tamamlanacaktır?
Tekâmülün toprakta tamamlanacağını ve secdenin toprağa yapılması gerektiğini söylemek bir hurafedir.

Camileri süslemek, duvarlarına insan isimleri yazmak, fakir çocukların eğitimi için harcanabilecek paralarla camiler için gereksiz harcamalar yapmanın Kur’an’daki hükmü nedir? Böyle yerlerde namaz kılınır mı?
Bunların hiçbiri Kur’an’a uygun değildir. Şirk kalıntısıdır.

Farz namazların 3 olduğunu söylediniz. Bu durumda ikindi ve yatsı namazlarının farzına niyet etmek Hz. Peygamber’i Allah’a şirk koşmak olmaz mı? (Terk edilemez sünnet, v.b.)
Namaz Allah için kılınır. Farzına ya da sünnetine niyet diye bir şey yoktur.

Özellikle namazlarda sürekli olarak Peygamberimizi anmak, ayetten önce onun dualarını okumak, yapılan duaları O'na salavat getirmeye bağlamak gizli bir şirk olmuyor mu?
Söyledikleriniz tamamen Kur'an'a uygundur.

Mirac ve Kırklar Cemi İslam'da yoktur diyorsunuz.Yani Kur'an'da Mirac'dan bahsedilmemektedir.Doğrudur fakat bu konuda sayısız hadis mevcuttur.Sahih değillerse namaz ne zaman Hz.Peygamber'e sunulmuştur?
Namazın farziyeti onlarca ayetle belirtilmişken siz öteye beriye ne diye baş vuruyorsunuz?Kanıt olarak Kur'an yetmiyor mu?

Namazda sessiz ya da sesli gülmek namazı ya da abdesti bozar mı? . Cemaatle kılınan namazda kıbleden ne kadarlık bir sapma namazı bozar?
Bu hal namazı bozar ancak abdesti bozmaz.Cemaatle kılınan namazda önemli olan saf düzenini tutmak ve kıbleye yönelmektir.Milimetrik hesap gerekmez.Sonuçta kıbleye değil Allah'a ibadet ediyoruz.

Kur’an’da 3 vakit namaz ifade edilmişken, Peygamberimiz neden 5 vakit kılmıştır?sorusuna, "5 vakit kılmış yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır." diye cevap vermişsiniz. Peygamberimizin farz namazları belirleme(arttırma) konusunda tasarrufu var mıydı?
İlaveleri müekked sünnet türündendir.Farz olsaydı zaten üç vakitte toplayamazdı.

Güneşin konumları (doğuşu, dik, batışı) niçin namazın kılınma zamanlarını sınırlamaktadır?
Güneşe tapanlar bu zamanlarda ibadet ettiklerinden, ona uyulmaması gerektiğini göstermek içindir.

Namazda Allahu ekber dendiği yerlerde,"Allahımı tespih ederim" diyorum.Doğru mudur?
Fark etmez, ikisi de Allah'ı yüceltmek anlamındadır ve geçerlidir.

Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılırsa, üzerinden 1 namaz vakti geçmeden hemen yıkanılması mı gerekir?
Prezervatif de kullanılsa cinsel ilişki gusül abdesti almayı gerektirir.

Hz.Peygamber niçin namazlarını cem ederdi?
İnsanlara kolaylık örneği olsun diye bunu yapmıştır.

Namazımı sayenizde Türkçe olarak kılıyorum. Rükû ve secdeye giderken, "Allahımı tespih ederim. "diyorum. Başlarken "Allahu ekber" bitince "Esselamun aleyküm ve rahmetullah" diyorum. Bunları Türkçe en guzel biçimde nasıl söylemeliyim?
Karma bir dil de kullanabilirsiniz.Allahu ekber,Allahım sen büyüksün;essalamun aleyküm ve rahmetullah,barış esenlik ve rahmet üstünüze olsun demektir.Bunları bu şekilde de söyleyebilirsiniz.

Türkiye'de kılınan cuma namazının kılınış şekli ve içeriği hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?2- Cuma namazına gittiğim zaman manevi bir tat alamıyorum,hatta moralim bozuluyor.Bu şekilde kıldığımız cuma namazlarını kılmamak daha mı doğru olacaktır?
Duygularınıza aynen katılıyorum.Bu huzursuzlukla kılınan namaz, namaz değildir. Onun yerine evinizde öğle kılın.Ayrıca evinizde de yakınlarınızla cemaat oluşturabilirsiniz. (Kıldıran hariç, üç kişi gerekir) Mümkünse İslam Nasıl Yozlaştırıldı kitabımın Cuma bölümünü okumaya çalışın.

Siz namaz 3 vakti farzdır, diğer 2'si sünnettir diyorsunuz. Teravih namazını insanlar farz zannetmesinler diye camide kıldırmayan Peygamber Efendimiz neden sizin sünnettir dediğiniz namazları camiye sokmuştur? İnsanların bunu farz zannetmelerinden korkmamıştır. Ve de namazın 3 vaktinin insanlara farz olduğuna dair neden hiç bir hadis yoktur? Ve bir de sizden başka İslam tarihinde başka hiç bir âlim sizinle aynı fikri paylaşmış mıdır?
Hz.Peygamber, camide kıldıklarını cem uygulayarak farzdan ayırmıştır. Eğer onlar farz olsaydı, cem imkanıyla üç vakitte toplanamazdı.Teravih ise bir tür merasime dönüştürüldüğü için onu yasaklamıştır. Böyle düşünen çok âlim vardır. Kur'an böyle dediğine göre başka birilerinin olması gerekmez.

Ankebût Suresi 45. ayete dayanarak, namazın insanı kötü davranışlarda bulunmaktan alıkoyduğu gibi, görünür, görünmez (metafizik kökenli) kötü etkilerden de koruyucu etkisi olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bunu ancak gerçek manasıyla namaz için söyleyebiliriz.

2.rekâtta ettehiyyatü okunurken sağ el işaret parmağı ile bir işaret yapılıyor. Bunun gereği ve anlamı nedir? Bir de LİVATADAN HAZER ETMEK nedir?
Teşehhüdde parmağı kaldırmak bir örftür. Yapmamanız daha iyi olur. Livatadan hazer etmek, homoseksüellikten kaçınmaktır.

Namazı her hangi bir yöne doğru kılabileceğimizi belirtiyorsunuz. O halde Bakara Suresi 144-151 ayetleri ne anlama geliyor? Yüzünüzü Mescid-i Haram yönüne döndürün demekle ne kastediliyor?
O ayetler Müslümanlara bir kıble belirliyor. Biz cemaat halinde, zorunlu olarak, bireysel ibadetlerde de tercihan o kıbleye döneriz. Ancak bireysel ibadetlerde Kur'an'ın: "Nereye dönerseniz dönün orada Allah'ın yüzü vardır. "ayeti geçerlidir. Yani tek başına kılınan namazlarda kıbleye dönülmemiş olması namazı geçersiz kılmaz.

Geleceği bilen Allah, ileride insanların sünnet, hadis, fıkıh gibi konularda tartışmaya düşeceğini biliyordu. Örneğin namaz konusu (rekat, cem etme) tartışma olmayacak şekilde Kur'an'da verilebilirdi. Acaba bir sınava mı tâbi tutuluyoruz? Bir çok hadisi kabul etmezken Peygamberimizin cem etmesini hangi güvenilir kaynağa bağlayıp iddia edebiliyorsunuz? Peygamberimize bir Arabın gelip de "Ben Fâtiha da olsa ezberleyemem, içimden geleni söylesem namazım olur mu? "sorusuna Peygamberimizin evet cevabı vermesini nasıl kesin gerçektir diye değerlendirebiliyorsunuz?
Rivayetler iki özellik birleştiğinde güvenilir olur:
1.Kur'an'a uygunluk,
2.Tarihsel belge bakımından güvenilir olmak.
Anılan rivayetlerde bu iki özellik de vardır.

Peygamberimizin, namaz hareketlerini, Süryani papazlara bakarak belirlediği doğru mudur?
Bu söylentiler asılsızdır.

Sürekli tekrarlanan (belli sayılarda) bazı kelimelerden medet ummak yanlıştır, diyorsunuz. Namazdan sonraki tesbihlerde 33'er defa "sübhanallah, elhamdülillah, Allahu ekber "denmesi hakkındaki düşünceniz nedir?
Allah'ı her hangi bir biçimde anmanın yanlış tarafı olamaz. Ancak sayılara ilişkin iddiaların tümü Kur'an dışıdır. Namazdan sonrası için belirlenen sayılı icraat ise tümden uydurmadır. Namaz selam verildiği anda biter.

Her gün belli vakitlerde tekrarlanması gereken bir ibadet şekli olan namaz, insanı alışkanlığa yöneltmez mi?
Bu insan ruhuna olumsuz etki yapmaz mı?
Bu söylediğiniz tür namaz, ne dediğini anlamadan bilinçsiz bir şekilde kılınan namaz olabilir. Ne dediğini anlayarak bilinçle kılınan bir namaz ise böyle değildir. İnsanın ruhuna güzellikler getirir.

Namaz esnasında kıyamda Fatiha Suresi'ni okuduktan sonra "amin" / sen kabul eyle Allahım denmesi gerekli midir?
Amin kelimesi Kur'an'da geçmez. Namazda söylenmesi de doğru değildir. Bu İbranice kelimeyi söylememek daha uygundur.

Abdestsiz namaz kılınabilir mi? Kadınlar çıplak namaz kılabilirlermiş, doğru mudur? Namazda istediğimiz sureyi okuyabilir miyiz?
Kadın-erkek hiç kimse abdestsiz ve çıplak namaz kılamaz. Namazda istediğiniz sureyi veya içinizden gelen bir duayı okuyabilirsiniz.

Camide namazdan sonra çekilen tesbihi bid'at olduğu için çekmek istemiyorum. Fakat işgüzarın biri camideki tesbihlerden birini önüme atıveriyor. Çeksem bir türlü çekmesem bir türlü. Ne yapmalıyım?
Namazdan sonra çekilen tespih bid'attır. O tespihi, size atana iade edin.

Peygamber Efendimizin sabah namazının ilk rekâtını ikinci rekâta göre daha kısa tuttuğu doğru mudur? Doğruysa sebebini biliyor muyuz? böyle yapmak sünnet midir?
Peygamberimizin, bunun aksi, okuyuşları da vardır. Söylediğiniz bir tercih meselesidir.

Namaz 3 vakitse diğer 2 vakit de Peygamberimizin eklediği sünnetse neden 5 vaktin de farzları var? Farz Allah'ın emri demek değil midir? 5 vakit ve şu kadar rekât farzı demek ne demektir?
5 vaktin farzı tâbiri fıkıhçıların kullandığı teknik bir tâbirdir. Sünnet namazlar için de farz dendiği zaman bunun anlamı, fıkıh tekniği bakımından, gerekliliktir.

Namazların ezandan önce kılınmasının bir sakıncası var mıdır? Sabah namazlarını bazan ezandan önce kılıyorum.
Vakit girmişse kılarsınız.

Bazı ayetlerde, korku yüzünden namazı kısa tutmanızda size bir günah yoktur, deniyor. Namazı kısa tutmak nedir?
Korku ve kaygı zamanlarında namaz, kısa bir dua halinde yapılabilir. Ayakta, binek üstünde gibi...

Hz Peygamber'in namazlarını genelde 3 defada topladığını söyledikten sonra sevap amacıyla ekleme yaptığını söylüyorsunuz. Peygamber bile olsa dine ekleme yapma yetkisi var mıdır?
Din tarafından konmuş bir ibadeti fazla yapmak dine ilave değildir. O fazlalar farzlaştırıldığında ilave olur. Hz.Peygamber'in ilave olarak kıldığı müekked (pekiştirilmiş) sünnetler sonradan farzlaştırılmıştır.

Namazlarda, öğle ve ikindi hariç diğer namazların ilk iki rekâtında ayetler imam tarafından açıktan okunmaktadır. Eğer açıktan okuma imamın arkasında saf bağlayanların okunanı anlaması için ise neden diğer namazlarda açıktan okunmuyor?
Bu bir bir gelenektir. Bu ayetlerin açıktan ya da gizliden okunması namazın geçerliliğine etki etmez. Artık bunları bırakalım da Kur'an'ı kendi dilimizde okuyarak ne dediğini anlamaya çalışalım.
Karanlıkta namaz kılmanın bir sakıncası var mıdır?
Hayır, hiçbir sakıncası yoktur.

Namaz kılarken önümüzden küçük ya da büyük bir kişi geçerse namaz bozulur mu?
Namaz bozulmaz ancak geçmemesi yeğlenir.

Ölünün arkasından, "devir" adıyla, günahları veya gitmediği hac borcu ya da kılmadığı namaz borçları hesap edilip karşılığınca para veriliyor başka insanlara. Bu doğru mudur? İnsanın kendine farz olan kılmadığı namazlar hesabınca yoksulara ya da kime olursa olsun birilerine para verip namaz borçları silinebilir mi
İbadetlerde vekâlet olmaz. Böyle bir sistem İslam'da yoktur. Sonradan hurafe sistemi tarafından uydurulmuştur.

Bugün uygulanan namaz saatleri tam saat ve dakika olarak neye göre hesaplanıyor?
Bu hesaplamalar fıkıhla rasathane bilgilerinin verilerine göre yapılmaktadır.

Duaların ve bunun gibi eylemlerin ölülere bir faydası olmadığına göre cenaze namazının anlamı nedir?
Cenaze namazının anlamı, bizim ölen kişiye ve ortak imanımıza saygımızı ifade etmektir.

bir bayan olarak cuma namazı kılmayı istediğim halde ne cemaat oluşturabildim ne de camiye gidip kılabildim. Gitsem tek başıma ne yapabilirim? Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki tamamen çevre baskısı ve toplumsal şartlanmaların pençesindeyiz, özellikle bayanlar. Bu konuda fetva bile verildiği halde neden camiler bize kapalı ? Camiler sadece erkeklerin mekânı mıdır? Bu durumda bizler camide namaz kılmaktan mahrum oluyoruz. Cuma namazı kadın erkek herkese farz olduğu halde, isteyip de şartlardan dolayı kılamamanın günahını kim yüklencek?
Şikâyetlerinize aynen katılıyorum. Bu durumda sizin hiçbir sorumluluğunuz yoktur. Günah bu yanlışı yapanlarındır.

"amin" / sen kabul eyle Allahım denmesi gerekli midir? sorusunun cevabında, bu İbranice kelimeyi söylememenin daha uygun oldugunu belirtmişsiniz. Fakat Türkçe olarak sen kabul eyle Allahım denmesi gerekir mi?
Yaptığınız duanın sonunda "kabul eyle" diye Allah'a talimat vermeye ne gerek var? Siz duayı yapın, kararı Allah verir.

Cami dışında, kendi dilimizde yani Türkçe namaz kılınmasının mümkün olduğunu ifade ediyorsunuz. Camide namaz kılınırken imama uyulmaktadır. İmam da farz olan namazlarda, Arapça okunan bütün kelime veya ayetlerden hemen sonra bir de Türkçesini ifade etse, namaz daha anlaşılır hale gelmiş olmaz mı?
İmamın bunu yapmasına gerek yoktur. Cemaat, arkasından Türkçe okuyabilir. İmam, birliği sağlamak için özgün metni okumalıdır.

Hz. Muahammed'in "Her kim ki evinden çıkarken Kur'an'ın bir ayetini ezberleyip şuuruna varırsa o gün kılacağı 1000 rekât namazdan daha hayırlıdır" dediği doğru mudur?
Bu rivayetlerin tarihsel belgeleri yoktur.

Peygamberimizin Uhud Savaşı'nda kılamadığı namazları Bilal'e ezan okutarak vakit sırasıyla cemaatiyle birlikte kaza yaptığı İslam ansiklopedisinde bilgi olarak veriliyor. Bu durum kaza namazı kılınabileceğine delil olarak gösteriliyor. Bu uygulama kaza namazı olduğuna delil midir?
Böyle bir şey asla yoktur. Bunlar dayanıksız rivayetlerdir. Fırsat bulduğunuzda namaz kılmanız elbetteki makbuldür. Ancak buna isim koymanız gerekmiyor.

Allah, inananların, Kur'an insanlarının, anti sosyal kişiler olmamaları için toplu ibadetleri ve özellikle cuma namazını gerekli görmüştür, denebilir mi?
Evet, denebilir.

Hz.Muhammed camide hiç sünnet namazı kılmazdı diyorsunuz. O zaman neden ikindi ve yatsı namazlarını camide kılıyordu? Bu namazları cem etse bile yine de camide cem ediyordu ve sonuç olarak da camide sünnet namazı kılmış oluyordu. Bu durumda ya yatsı ve ikindi farz ya da sizin söyleminizde bir çelişki var. Açıklar mısınız?
Burada bir terminolojik karışıklık var. Camide farzlar kılınır, ister cem ederek ister ayrı ayrı. Bizim sünnet namazı kılmaz derken kastettiğimiz, 5 vaktin farz dediğimiz rekâtlarına eklenen kısımlardır. Yani gelenekteki farz denilen kısımlar dışındakiler.

5 Şubat 2012 Pazar

Yeni Çağın Çocukları


1-İndigo Çocuklar

İlk olarak 1982 yılında Nancy Ann Tappe “Yaşamınızı Renk Yoluyla Anlama” kitabında İndigo kavramından bahsetti. Çocukların davranış kalıpları ilk kez bu kitapta tanımlandı. Doğruluğu ise yaşayan birçok kişi tarafından onaylandı. Bu kitap sayesinde “indigo çocuk” kavramı gündeme alındı.
1986 yılında da danışman ve konuşmacı Lee Carroll ve Jan Tober
‘İndigo Child-The New Kids Have Arrived’ isimli kitaplarında bu çocukları anlattı. Kitabı yazma nedenlerini ise şöyle açıklıyorlar:
“Biz anne-babalardan yeni bir sorun türünü işitmeye başlamıştık. Zor ve garip yapıdaydılar. Onlar yetişkin ve çocuk rollerinde beklenmedik davranışlar gösteriyor ve kendi kuşağımızın deneyimlerine aykırı bir yer değiştirmeyi temsil ediyordu. Aynı şeyi uzmanlar da kendi aralarında konuşmaya başlamıştı. Sorunlu anne-babalar artık ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Bu çocukları incelemeye aldık. Çünkü anlaşılmaya ihtiyaçları vardı. Anlaşıldıkları takdirde de geleceğin en etkili bireyleri olacaklardı.”

İndigo çocukları tanımı her yeni çağ web sitesinde değişik tanıma sahiptir. Fakat tipik olarak herkesin inandığı, bu çocukların diğerlerinden daha akıllı oldukları, otoriteye karşı çıktıkları ve bazen altıncı hislerinin çok kuvvetli olduğu.İndigo çocuklar hakkında birbirine benzeyen değişik tanımlamalar var. Genel ve kesin bir tanımlama getirilemiyor. Çünkü, tıp dünyası bu çocukların var olduğunu kabul etmiyor. Bu tarz çocuklar için tek bir tanımlama var. O da hiperaktif. Fakat, İndigo çocuklara sahip ailelerin çocukları hiper aktiflikten uzak.
Bazı uzman hekimler ve psikiyatrlar İndigo çocuklar tanımına inanmıyor. Örneğin Katılımcı sosyal danışman Lorie Anderson, manik depresif, otistik, dikkat eksikliği, hiperaktivite problemi olan çocukların ailelerinin bu tabir altında yanlış yönlendirilerek bazı kişilerin parasal yararlar sağlamaya çalıştığını söylüyor. Ayrıca bu çocukların ruhsal, akli ve nörolojik bozukluklarını tedavi ettirmeyerek ailelerin çocuklarına acayip bir doğaüstü kimlik kazandırmaya çalıştığını ve bunun çok tehlikeli olduğunu da sözlerine ekliyor.

Eyvah çocuğum bir 'İndigo'
Eğer çocuğunuz normal çocuklar gibi davranmıyor, gün geçtikçe aranızdaki uçurum fazlalaşıyor, siz sinir küpü oluyorsanız ona bakışınızı değiştirin. Çünkü o henüz tanım konamayan “indigo” çocuklardan birisi olabilir.
Çocukların yaramaz olması, söz dinlememesi yaygın ve kabul gören bir durumdur. Fakat düz duvara tırmanıyor, bir koltuktan diğerine uçarak gidiyor, yaşından önce konuşuyor, kendisine ‘çocuk’ muamelesi yapılmasına kızıyorsa hem aileler hem de doktorlar tarafından ‘hiperaktif’ olduğu varsayılır. Oysa ki aşırı yaramaz, yaşından beklenmeyecek kadar zeki ve ailesiyle kavga edecek kadar uyumsuz bir çocuksa o belki de bir ‘indigo’dur.

Nereden çıktı bu İndigo'lar?
Onlar bizim bildiğimiz tarzda çocuklar değil. Anne-babalardan çocuklarına geçerek nesilden nesile aktarılan klasik eğitim tarzını kesinlikle reddediyor. Kendi yöntemlerinizle bir şeyler yaptırmanız neredeyse imkansız. Saygı duymak ve görmek istiyor. Hiçbir zaman bebek muamelesi yapılmasından hoşlanmıyor. Çok küçük yaşlarda bile onlarla her şeyi konuşmanız gerekiyor. Duygusal sömürüye hiç gelemiyor. Onlar için her durum karşısında değişmeyen sevgi belirtileri çok önemli.

Bakışları, olaylar karşısındaki duruşları çok net ve keskin. Algıları ve sezgileri yüksek. Enerjileri çok fazla. Uzmanların bir kısmı hiperaktif teşhisi koysa da hem kendileri hem de aileleri bunu kabul etmiyor. Çünkü onlarda öğrenme problemi, dikkat eksikliği görülmüyor. Herhangi bir bilgiyi öğrenmesi için yapmanız gereken tek şey; mantıklı açıklamalarla bunun gerekliliğini anlatmak. İndigo çocukları araştıran kişilere göre de bırakın öğrenme bozukluğunu 21. yüzyılın kurtarıcısı olabilme potansiyeline sahipler. Sosyal ilişkileri ise güçlü.

Tanımlar arasındaki farklılıklar
Tanımlar arasında farklılıklar olsa da genel anlamda İndigo çocuk; “bir dizi olağandışı psikolojik nitelik sergileyen, daha önce belgelenmemiş bir davranış biçimi gösterip özel davranış şekilleriyle muamele gerektiren ve klasik eğitim düzenini yıkmayı amaçladıklarına inanılan çocuklar” olarak tanımlanıyor.

Doktorlara göre İndigo çocuk yok
İndigo çocuklar başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde bir hastalık tanısı konulmasa da kabul ediliyor, biliniyor, araştırmalar yapılıyor. Birçok doktor da hiperaktiflikten farklı bir tanımı olduğunu biliyor. Bu tarz çocuklar için özel eğitim programları yapılıyor. Türkiye’de ise durum daha farklı. Uzmanlar İndigo çocukları kabul etmiyor. Bu tip çocuklar aslında sorunlu çocuklar değil. Fakat doğru davranılmadığı takdirde sorunlu hale geliyor; çoğunlukla da DES (Dikkat eksikliği) ya da DEHS (Dikkat eksikliği-hiperaktif) tanısı konuluyor. Aşırı huysuzluk ve uyumsuzluk gösterdiği için de ritalin adı verilen uyuşturucu ilaçlar veriliyor. Ritalin ise, çocuğu daha sakin, olgun ve dengeli yapıyor ama gerçekten büyümeyi ve ona eşlik eden bilgeliği erteliyor.


İndigo Çocukların ortak özellikleri
1- Onlar dünyaya bir asalet duygusuyla gelir ve çoğunlukla da öyle davranırlar.
2- Burada olmayı hak ettiklerini hisseder ve başkalarının bu hissi paylaşmadıklarını görünce çok şaşırırlar.
3- Kendi değerlerini iyi bilirler.
4- Mutlak otorite karşısında zorluk yaşarlar.
5- Ritüel- yönelimli ve yaratıcı düşünce gerektirmeyen sistemlerde düş kırıklığı yaşarlar.
6- Çoğunlukla, evde ve okulda işleri yapmanın daha iyi yollarını görürler, bu da onların " sistem yıkıcılar"( herhangi
bir sisteme uyum sağlayamayanlar) gibi görünmelerine neden olur.
7- Suçluluk duygusu verilerek disipline sokulmaya karşılık vermeyeceklerdir.
8- İhtiyaçlarını bildirmekten çekinmezler.


2-Kristal Çocuklar

Ezoterik Tradisyonlar, Yeni Çağcılar 1998-2012 arasında büyük bir değişim yaşanacağını iddia ediyorlar. Bu değişimi başarıyla gerçekleştirenler kolektif şuur dönüşümünü yaşamış ve başarmış olarak müjdelenen Yeni Çağın öncüleri olacaklar; günlük yaşamımızın içinde kristal enerjiyi çocuk saflığında kullanan büyükler olduğu gibi bu dönem içinde bir başka gezegene gitmişiz etkisi uyandıran yüksek zekalı çocukların doğduğuna da tanık olacağız. Aslında şu anda da oluyoruz zaten. Bu yüksek zekalı çocuklar İndigo'ların ardından gelen Kristal Çocuklar.

Kristal Çocukları nasıl tanıyacağız?
İlk bakacağımız yer onların gözleridir, iri, derin, anlam dolu ve her şeyi anlıyormuş gibi bakan gözlere sahipler. Mutluluk ve sevinç dağıtıyorlar, yargısızlar. Kristal Çocuklar büyükleri olan İndigo Çocuklardan epey farklıdırlar. İndigo'ların ruhları savaşçıdır, amaçları eski düşünceleri yani önceki eğitim, yönetim ve yasal sistemleri yenilemek ve değiştirmektir. Onlar başkaldırıyı severler. Kristal çocuklar ise daha yumuşak, bilgeliğe daha yakın ve şefkatlidirler. Dünyayı ve çevrelerini tanır ve keşfederken kendilerine güvenmekte, sevmekte ve eğlenmektedirler. Araştırmaktan ve keşfetmekten büyük zevk alırlar... Ayrıca çok neşelidirler, bulundukları ortama neşe ve sevinç katarlar…

Kristal Çocukların özellikleri
-1995’li yıllardan sonra doğmaya başlamışlardır,

-Derin, anlamlı ve araştırmacı bakan gözleri vardır,
-Doğal yapılarında manyetik bir gücün çekim etkisi vardır,
-Çok sevecen,neşeli ve eğlencelidirler,
-Şefkatli, duyarlı ve iletişime açık çocuklardır,
-Müziği ve sanatı çok severler,
-Yaratıcılıkları yüksektir,
-Telepattırlar, düşündüğünüzü ve gerçek niyetinizi hissederler,
-Konuşmaya başlayınca geçmiş yaşam anılarını anlatmaya ve sizi haylice şaşırtmaya adaydırlar,
-Doğal beslenmeyi çok severleri,
-Her konuda denge ararlar, denge duyguları mükemmeldir,
-Zihinsel iletişim yetenekleri yüzünden geç konuşabilirler, yüksek algıların nedeniyle zaten pek çok şeyi
hissetmektedirler.
-Yüksek seslerden, gürültüden, kalabalık içinde bulunmaktan, çok sıcak veya soğuk ortamlardan, dağınıklık ve
düzensizlikten hiç hoşlanmazlar.
-Kristal Çocuklar yüksek enerjiye sahipler, uyurken bir şey kaçırmak istemediklerinden uykuyu pek sevmezler.
-Kristal Çocuklar, bizim zaman anlayışımızı değil, kendi iç zamanlarını kullandıkları için zaman anlayışımız birbirine pek
uymayabilir.

Psişik Duyarlılık
Psişik Yetenekleri ve Psişik Duyarlılıkları hayli yüksek olan ve Kristal çocuklar olarak tanımlanan bu çocuklar ilk yedi çakrası aktive olarak gelmiş çocuklardır. Ve bu çocuklar, bilgi çağının getirdiği avantajlarla, uyaranlarının daha fazla olması nedeniyle daha çabuk öğrenme ve hatırlama kapasitesine sahiptirler. Ama burada önemli bir noktanın altını çizmek gerekiyor: İçinde bulunduğumuz çağ nedeniyle de, bu çocuklar daha donanımlı geliyorlar. Kısaca, daha yüksek potansiyelde doğuyorlar ama bu potansiyeli yaşama geçirebilmeleri, bulundukları koşullara ve aile eğitimlerine bağlı. Farkındalık yolunda çok hızlı da yürüyebilirler veya bizim anlayışsızlığımız nedeniyle bir yerde takılı da kalabilirler.

Doğum Haritası
İndigo ve Kristal Çocukları daha iyi anlamak için öncelikle onların doğum haritalarını çıkarttırmak faydalı olabilir çünkü sık sık metafizik konulardan, Tanrı’dan, meleklerden, dualardan, öte alemden söz edebilen bu küçük filozoflarla baş edebilmek için sizin de kalkanlarınız olmalı. Öyle değil mi! Çünkü onların psişik yetenekleri vardır, örneğin psikokinezi yapabilirler yani bazı küçük eşyaları düşünceleriyle hareket ettirebilirler. Anne veya babalarına onların ilk anne ve babaları olmadıklarını hatta daha ileri gidip daha önce başka yerde yaşadıklarını söyleyen Kristal Çocuklar da vardır. Elektronik araçları etkileyen Kristal Çocuklar da izlenmektedir. Onların telepatik yeteneklerine çok dikkat edilmelidir, anne ve babalarına veya diğer yakınlarına bazen o etkileyici ve derin gözleriyle uzun uzun bakmalarıyla ünlüdürler. Eğer iyi gözlenirse birçok Kristal Çocuğun annesinin isteklerini sözel aktarım olmadan yaptıkları izlenebilir. Bu yeteneklerin sergilenmesindeki amaç, insanlığın doğal yeteneklerinin büyüklere hatırlanması şeklinde yorumlansa bile bu küçük filozof-bilgelerle ya da büyüklerin deyimiyle çok bilmişlerle baş etmek için sizin öncelikle tercih edeceğiniz donanımlara bir an önce sahip olmaya çalışmanızda yarar vardır.

Dikkat edilecek noktalar
Kristal Çocuklarla ilgili yazı yazan İnternet sitelerinde yayınlanan Danışman psikolog ve terapist Doreen Virtue önerilerine kısaca bir göz gezdirebiliriz. Dilerseniz İndigo veya Kristal Çocuk yazıp bu konuda daha aktif sitelere de danışabilir, yüreğinizin ve aklınızın sesini dinleyerek, çocuğunuzla ilgili yanılgıya düşmemek için tıp desteğini de asla göz ardı etmeden iletişim kurabilirsiniz.
* Onların görsel olduklarını unutmayın, sözel değil, görsel yöntemlerle eğitin,
* Hiçbir konuda zorlamayın, açıklamalarda bulunun,
* Onlara bağlanın yani sık sık beraber olun ve dokunun,
* Hayvanları örnek gösterin; “Bak köpek seni izliyor...” gibi,
* Kuralcı olmayın, dürüst olun ve onlara kendileri olma özgürlüğünü verin,
* Siz kendinize iyi bakın, temiz, bakımlı ve etkili olun,
* Onları asla küçümsemeyin, arkadaş gibi ilişki kurun,
* Sesinizi melodik biçimde yani tonlayarak kullanın,
* Meraklarını giderin, öğrenin ve öğretin,
* Dikkatinizi verin, onları ihmal etmeyin, yalan söylemeyin,
* Sabırlı, tutarlı ve gerçekçi olun, onlara süreklilik sağlayın,
* Siz ne düşünürseniz onlar öyle olacaklardır, onları negatif tanımlamalarla tanımlamayın, onlardan da bir şeyler
öğrenebilirsiniz,
* Onların imgelerine yani canlandırmalarına veya hayallerine katılın,
* Onlara enerji yardımı yapın. Mümkünse meditasyon ve yoga öğretin,
* Onları tartışmasız sevin.
* Onlara kendi negatif, ayrımcı, bölücü, fanatik, tutucu, geleneksel ve zarar verici düşüncelerinizi aşılamayın.
Çünkü geçmişte ve şu anda hiçbir konuda haklı ve başarılı değilsiniz...

Kristal Titreşimi Taşıyan Büyükler
Kristal Çocuklar konusunda yalnız onlardan söz etmek yeterli değildir. Bizler de bundan sonraki yıllarda Kristal Titreşimi taşıyan yetişkinler olarak yeni bir bakış açısı ile yaşama şansını elde ederken sessizce doğan Kristal Doğuşlara da tanık olmaya devam edeceğiz. Kristal Çocuklardan söz ederken, bu yetenekleri taşıyan Kristal Büyükleri unutmamalıyız. Kristal büyükler de bundan böyle saklandıkları yerden çıkacaklar ve öykülerini dünya ile paylaşmak isteyecekler. Ayrıca, son zamanlarda içinden geçmiş olduğunuz enerjideki değişimler nedeni ile, çoğumuz alışkın olmadığımız bu niteliklerden bazılarını geliştirmeye başladık bile. Bireysel Gelişime önem verenler her birimizin içindeki Kristal Çocuğun Uyanışını rahatlıkla gözlemliyorlar. Dün yaptıklarını bugün yapmadıklarını izleyip, şaşkınlıkla; “bu yanım değişmez sanırdım, ne de kolay değişmişim” demekteler. Bu yetişkinler ve çocuklar gelmeye devam ederken ve güçlerini kullanırken,bu tüm insanlıkta bu yetenekleri uyandıracaklar. Bu kolektif ve mucizevi bir uyanış hali.
Halk masallarımızdaki ünlü Keloğlan öykülerini bilmeyen yoktur. Bu tanımlar yapılmadan önce de Anadolu insanı kendi halk kahramanlarında ve halk masallarında o kendine has ruhsal ve özgün yanını yaşamayı ve yaşatmayı bildi. Kuantum fiziğinin
‘sende haklısın sen de’ küresel mantığıyla birebir örtüşen Nasreddin Hoca fıkralarımızdan başka Kristal Çocuk ya da Büyük olmaya en güzel örnekleri Keloğlan masalları ve deyişleri verir:


Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde bir Keloğlan varmış. İhtiyar ve yoksul annesi, bu biricik oğlunu "Kel oğlum,keleş oğlum" diye severmiş.
Günlerden bir gün Keloğlan annesinden izin alıp balık tutmaya gitmiş. Belki bir kaç balık yakalarım. Anacığımla pişirir, yeriz. Aç karnımızı doyururuz" diye düşünüyormuş.
Irmağın kenarına gelip oltasını salmış. Öğleye doğru kocaman bir balık tutmuş. Pulları gümüş gibi parlak, gözleri cam gibi aydınlık, güzel mi güzel bir balıkmış bu...
Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını yarıp temizlemek istemiş. Bir de ne görsün! Balığın karnı içinde kocaman bir tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki sormayın. "Hem balığı götürürüm anama, hem tası" demiş.
Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş. Birden inanılmayacak bir şey olmuş. Tastan boşalttığı sular altın olarak akıyormuş yere. Keloğlan çok şaşırmış. Bir kaç kere denemiş, hep altın akıyormuş tastan. "Bu, sihirli bir tas galiba. Hemen anama haber vereyim" demiş. Evlerine koşmuş.
Sihirli tasa küpler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış. Suyu boşalan küplere de altınları biriktirmiş. Artık ülke hükümdarı bile onun yanında fakir sayılırmış...
Keloğlan günler sonra büyük bir saray yaptırıp oraya taşınmış. Kendisine hizmetçiler tutmuş. Sevdiği ve istediği her şeyi alıyor, en güzel yemekleri yiyormuş. Sonunda altınlarının çokluğu onu şımartmaya başlamış.
Gereksiz masraflara, lüzumsuz harcamalara girişmiş. "Oğlum bu işin sonu kötü olabilir" diye öğüt vermeye çalışan anasını bile dinlememiş.
Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim..." diyormuş.
Keloğlan'ın böyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa kapılması, insanların ona duyduğu sevgiyi azaltmış.
Herkes "Eski hali bundan daha iyiydi. Gözünü hırs bürüdü Keloğlan'ın" demeye başlamış.
Keloğlan bir gün daha çok altın elde etmek için, sihirli tasını eline alıp ırmağın kenarına gelmiş. "Suyu tükenecek değil ya, bir saray da buraya yaptırayım. " demiş. Gurur ve kibirle tasını suya daldırmış. Kıyıda biriken altınlar hırsını artırıyormuş. Daha hızlı daha hızlı daldırmaya başlamış tası. Artık altınlardan başka bir şey düşünmüyormuş. Birden tas elinden kayıp suya düşmüş. Keloğlan onu tutmak için eğilince kendisi de ırmağa yuvarlanmış. Yüzme bilmediği için hızla akan ırmakta nerdeyse boğulacakmış. Bin bir güçlükle kenara çıkmış. Kendisi suda çırpınıp dururken,biriktirdiği altınları da hırsızlar çalıp götürmüşler.
Artık tası bulmanın da imkanı kalmadığından ağlaya ağlaya annesinin yanına dönmüş. Başına gelenleri anlatmış. Yaşlı kadın:
- Üzülme yavrum, demiş. Hay'dan gelen Hû'ya gider. Zaten, sen o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın. Üstelik zenginlik seni iyice şımartmıştı. Böylesi daha iyi oldu. Hiç olmazsa kendini başkalarından üstün görme hastalığından kurtulursun."
Keloğlan bu sözlerle teselli bulmuş. Anasına hak vermiş. O günden sonra da Sihirli Tası bir daha hiç anmamış.

Kristal Büyükler olmak için madde hırsımızın ve egonun halk masallarımızdaki Keloğlan saflığına ve temizliğine ulaşması dileğiyle…


http://www.astroset.com/aktuel/indigo1.htm