20 Eylül 2010 Pazartesi

Tecavüz Adasında Devlet Töreni

Akdamar adasında ki adı geçen kilise, İstiklal Savaşında Ermenilerin silah deposu olarak kullandığı, kaçırılan Türklerin kurşunlanıp öldürüldüğü ve kadınlarımızın tecavüz edildiği bir yer.
Müze olacak, ibadet edilmeyecek, tepesine haç takılmayacak denilen yer devlet eli ile onarıldı. Şimdi ibadet yapılacak. Tepesine haç asılmazsa gelmem diyen Ermenistan patrikhanesinin isteği kabul edildi. 100 kiloluk dev haç adaya gönderildi.

Van gölündeki Akdamar Adası”ndaki kilisenin tamir edilmesine de isyan eden Leman öğretmen

"Ermeniler şehre gelerek genç kızlara ve kadınlara sizi kurtaracağız dedi. Ardından kadınları alarak Akdamar adasına götürdüler. Burada Türk kadınlarına tecavüz etmeye kalkıştılar ve Türk kadını namusunu kurtarmak için kendilerini göle atarak intihar ettiler. O adada ve gölde onların hatırası var.
2000 yılında Van Valiliğine yazı yazarak o namuslu kadınların anısına adaya bir anıt dikilmesini teklif ettim. Eski Van kayıtları çıkartılarak, intihar eden kadınların isimlerini bulalım anıtın yan tarafına isimleri yazalım bir kenarına da burada şu tarihte Ermeniler tarafından şu kadar genç kız tecavüze uğradı ve intihar etti, diye yazalım dedik. Oraya anıt dikileceğine kilise açılıyor.” (11.2.2005- Yeniçağ)
Dünyanın her noktasında ki Ermeniler ve AB-D  “Ermeni Davası” na tüm dünyanın arka çıkması için ellerinden geleni yaparken, Türkiye Cumhuriyeti de onlar için önemli Ruhban Okulunu restore ederek, belki de önümüzde ki günlerde “dini formatını” kazanmasını sağlayarak farkında olmadan “davaya” destek olmakta.
Bu kilisenin restore edilmesinde en önemli etken bu kiliseye Ermenilerin çok önem vermeleri, Ermeni komitacılarının toplantı yaptıkları yer oluşudur.
*
Akdamar Ruhban Okulunu milletin kesesinden onaranlara şu satırları ithaf ediyorum:
VAN’DA ERMENİ ZULUMÜ- Van jandarma alay komutanının Raporu:
* Çarıksır köyünde bir çocuğun kuzu gibi kızartılarak bir süngü üzerinde direğe iliştirildiğini birçokları yeminle söylemişler cesedin kalıntılarını göstermişlerdir. Ahorik ve Avzerik köyleri arasında elleri bağlı ve karınlarına sokulmuş tenasül aletleri kesilerek ağızlarına sokulmuş dört Türk’ün cesedi bulunmuştur.
* Kavlık Köyünde 7 yaşındaki Fatma ve 5 yaşındaki Gülnar adlarında iki kız çocuğunun iki taraftan kirletilmiş oldukları ve bu kötü hareketin sonucu her ikisinin de sakat kaldıkları görülmüştür. Bugün bu zavallılar Ermeni mezaliminin canlı bir timsali olarak yaşamaktadır. Yine bu köyde 70 yaşından fazla Ali adında bir ihtiyarın, çene kemiklerini süngülerle kırarak, kesip ağzına koymuşlardır. Bunu Van’ı geri alan Türk ordusunun ileri gelen subayları gözleriyle görmüşlerdir.
* Ahtoci Köyünde Kemo adındaki şahsın Zeliha isimli eşi tandır başında ekmek pişirirken, Ermeniler Zeliha’nın altı aylık çocuğunu ateşe atarak pişirmişler, zorla annesine yedirmek istemişler; zavallı annenin reddetmesi üzerine, kadının bir bacağını ateşe sokarak yakmışlardır. Bu gün bu zavallı kadın yaşıyor. Gördüğü bu korkunç zulmü anlatırken yürekler tırmalayıcı feryat ediyor. Bu zavallı kadının hikâye ve feryadına katılmamak için taş veya demirden yürek gerekiyor.
* Yine bu köyde Ermeniler birçok Türk çocuğunu tezek yığınları arasına koyduktan sonra tezekleri ateşlemişler; bu zavallı masum yavruları diri diri yakmışlardır ki, durum yerinde yapılan inceleme sonucu kalıntılardan anlaşılmıştır.
* Bir çocuğumu, gözümün önünde koyun boğazlar gibi boğazladılar. Bir Ermeni, komşumuz Firdevs hanımın oğlunu ayağının altına alıp, iki bacağından ayırarak iki parça edip şehit etti. Ermeniler o kadar çok Müslüman boğazladılar ki, akan kanlar koskoca tandırları doldurdu. En son Rus ordusunda vazifeli bir Tatar bu korkunç faciaya son verdi.
* Ermeniler, esir ettikleri Müslüman kadınları iki sıra halinde aralarına alıp türkü söyleyerek, tef çalarak götürüyorlar; ikide bir; “Korkmayın sizi Van valisi Cevdet Paşa’ya götürüyoruz Cevdet paşa size pilâv ikram edecek!” diyorlardı. Sonra koro halinde: “Cevdet Paşa et temâşa / Gelinlerin oldu matuşka! (fahişe demek)” diyorlardı.
*
* Ermeniler, bir sabah köyümüzü ateşe tuttular. Zeve’de toplanmış Müslümanlar, cephaneleri bitinceye kadar köyü müdafaa ettiler. Türklerin cephaneleri bitince Ermeniler köye girdiler. Korkunç facia bundan sonra başladı. Önce Ermenilerle kardeş olduğunu söyleyerek halkın göç etmesine engel olan Süleyman Çavuş’u yakalayıp, korkunç şekilde şehit ettiler. Ermeniler, hamile kadınların karnını yırtıp çıkardıkları çocukları süngülerinin ucuna takarak annelerine gösterdiler.
* Kızların ve kadınların kollarındaki bilezikleri almak için çok kolay bir usul buldular. Kasaturalarıyla kızların ve kadınların kollarını kesiyor, sonra bilezik ve yüzükleri çıkarıyorlardı. (Anadolu’da Ermeni Zulmü –II – www.ermenisorunu.gen.tr)
Van’da bir kısmını anlattığım bu olaylar vuku buldu. Ne zaman? İstiklal Savaşında vatan savunmasına girdiğimizde.
Netice olarak; Akdamar adasında ki adı geçen kilise, İstiklal Savaşında Ermenilerin silah deposu olarak kullandığı, kaçırılan Türklerin kurşunlanıp öldürüldüğü ve kadınlarımızın tecavüz edildiği bir yer.
Müze olacak, ibadet edilmeyecek, tepesine haç takılmayacak denilen yer devlet eli ile onarıldı. Şimdi ibadet yapılacak. Tepesine haç asılmazsa gelmem diyen Ermenistan patrikhanesinin isteği kabul edildi. 100 kiloluk dev haç adaya gönderildi.
AMA O ADAYA TÜRK MİLLETİ ADINA BİR SOYKIRIM ANITI BİLE DİKEMEDİK.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder