20 Eylül 2010 Pazartesi

BÜYÜK İSRAİL PROJESİ ve MAYINLI ARAZİ TUZAĞI

(siyonizm’in açıklandığı 1897 den 30 Yıl evvel) 
1867’de “Roma ve Kudüs” adlı eseri
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.

ile Siyonist düşüncenin temellerini atan
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Moses Hess,
Kitabın da
“Yahudi Meselesi”nin
ancak kutsal toprakların yeniden düzenlenerek, Yahudilerin buraya yerleştirilmesi ile çözülebileceğini
,İsrail’in “Vaat edilmiş Topraklar” olarak tanımlanan Nil ve Fırat’ın arasında kalan bölge (Arzı Mev’ud) üzerinde misyonu olduğunu
yazmıştır.

1983 yılında Brüksel’de bir basın toplantısı düzenleyen dönemin İsrail Dışişleri Bakanı
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
İzhak Şamir,
TÜRKİYE’Yİ
‘KÜRDİSTAN’I İŞGAL ALTINDA TUTAN DEVLETLERDEN BİRİ’ olmakla suçladı ve
“İşgalci devletler yüzünden Kürt halkının bağımsızlık mücadelesi bir türlü sonuçlanmıyor”
dedi.
1993’te Amerika’da Barzani’nin fotoğrafı altında bir Nevruz kutlaması gerçekleştirildi. Bu kutlamaya katılan özel birisi vardı: Yahudi Lobisinin en güçlü örgütü olan ve Başbakan
Erdoğan’a  “Cesaret Madalyası” veren ADL’den, Foxman
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.

Gayrı
AIPAC Hakkında ek bilgi:
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
==========================================
AIPAC'tan Obama'yı ikaz için açık mektup
Netanyahu'ya soğuk davranan ve birlikte resim çektirmeyen ABD başkanına baskı  için Kongre üyeleri çembere alındı
Perşembe, 01 Nisan 2010 08:30
Yazının devamı için resimleri tıklayınız (CTRL TUŞU BASILI OLARAK)
Açılmaz ise alttaki kısayolu arama motorunuza kopyalayınız:

AIPAC’in eski direktörü Moris  Amatay
O Nevruz kutlamasında Amatay; Siyonistler ile Kürtlerin ilişkisini şu şekilde anlatmıştı: “Ortadoğu Coğrafyasının dinamikleri ele alındığında görülüyor ki;
Yahudiler ve Kürtler, Arap olmayan bir millet olarak, Araplar tarafından çevrilmişlerdir. Ortadoğu’nun yapısına zıt bu iki unsurdan Yahudiler bağımsızdır ama Kürtler değildir.
Yahudi toplumu Ortadoğu’da Kürtlerin doğal ittifakçısıdır.”
Yahudi yazar
[ BİR KİTABINDA ALTTAKİ HARİTAYI YAYINLAYAN ]
{ Hazar denizinin kuzeyinde de “bulgar “ varmış ( ! ) }
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.

“SİYAH TAVŞAN YAZ” ADLI KİTABINI TANITIRKEN ALTTA RESMI BULUNAN
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Kevin Brook ise; Yahudi Kürtler vasıtasıyla K. Irak topraklarını  sahiplenmek amacıyla bu ittifakı  bir adım ileri götürüp “Kürtler ile Yahudilerin genetik olarak akraba olduğu iddiasında dahi bulunmuştur.
İsrail’in Kürtlere sempati beslemesinin, ırksal olarak kardeş olduklarını dahi dile getirmesinin, bağımsız bir devleti hak ettiklerini düşünmesinin sebebi, kendilerinin de çok zor şartlarda bir Yahudi devleti kurmaları olmadığı açıktır. İsrail’in Kürt sevdasının nedeni; Kürt nüfusu kullanarak belli bir takım isteklerini “Maşa” vasıtasıyla elde etmektir. Bakınız:
Gazeteci Turan Yavuz; İsrail gizli servisi MOSSAD’ın Kürtlere 1958’lerden beri destek olduğunu belirtiyor. Bu desteğin nedenini Yavuz şu şekilde dile getirmiş: “Ortadoğu’daki İsrail’in güvenliğini ilgilendiren en önemli alanlardan biri
“Su”
Su kaynaklarının üzerinde bir Kürt devletinin kurulması;  İsrail’e yönlendireceği yeni bir kart sunacaktır.”
Şimon Perez; Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesinde tek nedenin petrol olmadığını, belki petrolden çok daha önemli olan şeyin “Su” olduğunu “Yeni Ortadoğu ve Uzun Bir Yol” adlı kitabında açıkça ifade etmiştir. Kitabında Fırat ve Dicle’den “Yaşam dolu sular” diye bahseden Perez; “Ortadoğu’daki suların herkese ait olduğunu ve su için gerekirse savaşılabileceğini” yazmıştır.
Bush hükümetinde Amerika’nın Irak Özel Temsilcisi olan David Satterfield ise, su konusundaki düşüncelerini şöyle açıklıyor: “İsrail, Ürdün, Batı Şeria ve Gazze sürekli su sıkıntısı içinde. Nüfus artışı ve ileride görülecek ekonomik gelişmeler, bu bölgenin su kaynakları üzerinde daha geniş bir bölüşme baskısı yaratacaktır”
Büyük Ortadoğu Projesi söylendiği gibi bölgeye, demokrasi ve insan hakları götürmek için değil; Ortadoğu’da petrolle beraber su kaynaklarının da Amerika ve İsrail lehine şekillendirilmesini sağlamak için yürürlüğe konmuştur. Gördüğünüz gibi BOP; öyle bir kaç yıllık bir düşüncenin ürünü de değildir.
1975 yılında Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani, Washington’a bir mektup yazmış ve “Kürdistan” ismiyle Amerikanın 51. eyaleti olmak istediklerini belirtmiştir. Bunun için Amerika’nın destek ve himayesine ihtiyaç duyduklarını şayet Amerikan yardımı sağlanırsa, Kerkük’teki petrol merkezlerini ele geçirebilecek kadar güçleneceklerini ve bu petrollerin idaresini Amerikan şirketlerine bırakacaklarını taahhüt etmiştir. Amerika kendisinden “Gelin bizi yönetin” diye yardım isteyen Barzanileri “Sömürge Valisi” olarak kullanmak için İsrail’i görevlendirmiştir.
Baba Barzani’nin ilk eşinden olan Ubeydullah Barzani;
Saddam’a sığınmış ve babası ile üvey kardeşi Mesut’un İsrail ile işbirliği yaptığını, İsrailli subayların K. Irak’ta Kürtleri eğittiğini, Irak devletine karşı düzenlenen tüm saldırıların İsrail ile birlikte babası tarafından planlandığını anlatmıştır. 

(BU KONUDA DAHA DETAYLI BİLGİ İÇİN ALTTAKİ RESMİ TIKLAYINIZ)
EĞER KISAYOL AÇILMAZ İSE ARAMA MOTORUNUZA  KOPYALAYINIZ.:

2004 yılında ise Lübnan’da yayınlanan Müstakbel Gazetesinde şu haberle karşılaşıyoruz: “Aralık 2003 sonunda, MOSSAD ile Barzani ve Talabani arasında gizli bir komando birliği kurulması konusunda anlaşma sağlandı. KDP (Kürdistan Demokrat Partisi)’den Hüseyin Sancari (Barzani’nin sağ kolu olarak biliniyor) ve KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği)’den Serkut Resul Ali, toplam 60 kişilik bir ekip kurdular. Birliğe Kürt asıllı İsrail Albayı komuta edecek. Bu birliğe Mam Rişe Birliği adı verildi. Ocak 2004 sonunda birlik bir Amerikan askeri uçağıyla Natanya şehrine intikal ettirildi. Uçuş Kerkük’ten gerçekleştirildi. 45 günlük yoğun bir kurs dönemi geçirdiler. MOSSAD Başkanı
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Meir Dagan kursiyerlerle bizzat ilgilendi. Kursta, suikast, adam kaçırma, patlayıcı yerleştirme gibi dersler aldılar. Mart 2004 sonunda bölgeye döndüler. 10’ar kişilik gruplar halinde çalışmalara başladılar. Her gurubun başında bir MOSSAD subayı vardı, bu subaylardan 4’ü Kürt asıllı ve Arapça ile Kürtçe’yi çok iyi konuşurlar. Bağdat, Musul, Kerkük, Basra, Necef, Kerbela, Nasıriye ve Ramadi’de karargahları var.”
Görüldüğü gibi bugün oğul Barzani, babasının hayalini Amerika ve İsrail’in desteği ile gerçekleştirmiştir. K. Irak’ta; Anayasalarında Türkiye Cumhuriyeti topraklarını da kapsayan Sevr Anlaşmasının 62. 63. ve 64. maddelerini olduğu gibi barındıran Barzani önderliğinde Kürdistan Federe Devleti kurulmuştur.Yalnız bu Kürtlerin düşündüğü gibi “Bağımsız bir Kürdistan” değildir. Aksine Amerika ve İsrail’e tam bağımlılıktır, petrol ve su konusunda Amerika ve İsrail’e bekçiliktir. Barzaniler; yıllardır hayalini kurdukları “Amerika’nın eyaleti olma, sömürgesi olma” isteğine kavuşmuştur. Amerika ve İsrail ise; K. Irak petrolünün ülkemiz topraklarından Amerika’nın inisiyatifinde dağıtılması hayalini gerçeğe dönüştürmüştür.
Petrol konusunda 1975 yılından bu yana söz konusu üçlü tarafından sürdürülen çalışmalar, binlerce masum insanın katledilmesine neden olmuş ama sonuçta semeresi alınmaya başlanmıştır. Şimdi sıra “Gerekirse savaşırız” diyecek kadar önem verilen “Su” sorununa gelmiştir.
2009’un Mayıs ayında İsrail Büyükelçisi 

Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Levi
;
Şanlıurfa’ya bir ziyarette bulundu ve
“Biz küçüklüğümüzden beri
nereden geldiğimizi ve tarihimizi biliyoruz. Bu topraklar bizim için önemli”
dedi.
Söz konusu topraklar;
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Arzı  Mev’ud yani Fırat ve Dicle arasında kalan havzadan ibarettir. 
Bu toprakların Büyükelçinin dediği gibi Yahudiler için önemi büyüktür ve İsrail denetimine geçmesi gerekmektedir.
 
Ne dersiniz mayınlı arazinin temizliği konusunun perde arkasında İsrail’in olması, coğrafi açıdan ele alındığında İsrail lehine “Su sorunu”nun en azından 49 yıllığına çözülmesi anlamına gelmiyor mu?
Gördüğünüz gibi söz konusu bölgede mayınlardan çok daha tehlikeli ve savaş sebebi olabilecek bir tuzak vardır. “Su tuzağı.” Mayınlı arazinin temizleme işi İsrail destekli bir şirkete verilirse Siyonistler; savaşmayı dahi göze alacaklarını en yetkili ağızdan dile getirdikleri “Su”ya ne yazık ki tek bir kurşun bile atmadan sahip olacaklardır. 
----------------------------
“ADL” VE “AIPAC” HAKKINDA EK BİLGİ :







Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.

  KENDİ SİTESİNDE BU İKİ KURULUŞ HAKKINDA BAYAĞI TEFERRUATLI BİLGİ VERMEKTE.OKUMAK İSTEYENLER BU YAZININ ÜSTÜNÜ TIKLAYARAK SİTEYE ULAŞABİLİRLER.

AÇILMAZ İSE;
AŞAĞIDAKİ  KISAYOLU , ARAMA MOTORUNUZA KOPYALAYINIZ:
TAZE BİLGİ:

HABER

20 Ağustos 2010

RUSYA GÜVENLIK KONSEYI SEKRETERI

Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.


PATRUŞEV: “SU”STRATEJIK KAYNAK OLACAK
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Rusya Güvenlik Sekreteri Nikolay Patruşev, küresel iklim değişiklikleri nedeni ile 
 suyun 
önümüzdeki günlerde stratejik kaynak olacağını söyledi. Rusya'nın resmi gazetesi
Rossiiskaya Gazeta'ya konuşan Patruşev, su kaynakları yüzünden çıkan savaş ve 
mücadeleleri hatırlattı. 
Dünyanın 2035'den önce küresel anlamda su krizi ile karşı karşıya kalmasının
muhtemel olduğuna dikkat çeken Patruşev, "Su kıtlığı nedeni ile silahlı çatışma ve
savaşların komşu ülkeler arasında patlak verdiği bir çok örnek söyleyebilirim" 
hatırlatmasında bulundu.
Dünyanın en büyük su kaynaklarına sahip olan Rusya'nın su kaynaklarını verimli bir
şekilde kullanmadığını kaydeden FSB eski başkanı Patruşev, bu durumun ulusal 
güvenlik açısından tehdit oluşturduğunu söyledi. 
Patruşev 2009'da Rusya'nın kasabalarının sadece yüzde 38'inin sağlık açısından
yeterli koşullarda su ihtiyaçlarının karşılandığı bilgisini verdi. Rusya'da aşırı sıcaklar
ve kuraklık nedeni ile 10 milyon hektardan fazla alandaki ürünler yok oldu. 
Patruşev 2020 Rusya Su Stratejisi programı çerçevesinde ülkenin su kaynakları ve
kullanım alanlarının modernize edilmesi gerektiğine dikkat çekti. 
Dünya Su Konseyi'nin verilerine göre 600 milyon kişi su kıtlığı içind
yaşıyor ve bu rakam 2025'e kadar 3,2 milyara çıkacak. 
Su kanalları inşa etmek ve taşımak doğalgaz ya da petrol boru hatları inşa etmekten
çok daha pahalı. 
Bir diğer konu da suyun alternatifi yok. 
Dünya yüzeyinin yüzde 70'inin suyla kaplı olmasına rağmen, bunun sadece 
yüzde 2,5'u içilebilir su.
Faruk Akkan, Moskova, Cihan 19 Ağustos 2010
http://www.haberrus.com/politika/3475-Rusya-Guvenlik-Konseyi-Sekreteri:
Patruşev Su stratejik kaynak olacak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder