4 Nisan 2014 Cuma

Musa'nın Bozkurtları Kimler?



Türkeş, 1992 yılında İstanbul Balat’taki sinagogu ziyaret etmişti. Sinagogdaki dini törenden ayrılırken, Yahudi gençler kendisini ‘Başbuğ Türkeş’ tezahüratı ve ‘bozkurt selamı’ ile uğurluyordu. Türkeş, bu gençlerin kimliğini şöyle açıklıyordu: ‘‘Musa’nın Bozkurtları.’’
ALPARSLAN Türkeş, aktif siyaset yıllarında aldığı bazı kararlarla kamuoyunu, hatta kendi 

siyasi tabanını dahi zaman zaman şaşırtıyordu. Nitekim, ‘Türk milliyetçiliğinin lideri’ olarak kamuoyuna sunulan Türkeş, özellikle 12 Eylül İhtilali’nden sonraki siyaset döneminde, Yahudiler ve Ermeniler ile dostluk ilişkileri kuruyor, MHP Lideri’nin bu tavrı merakla izleniyordu.

Türkler ve Yahudiler tarih boyunca hiç karşı karşıya gelmemiş, asırlar boyunca alenen bir düşmanlıkları olmamıştır. Bu yüzden tarih boyunca Türk ve Yahudi ilişkilerinin iyi analiz edilmesi gerekir. Çünkü dünya Yahudiliğinin %92'sini sonradan Musevi olan Hazar Türklerinin oluşturduğunu, Katolikliğe dönen Yahudi Benjamin Harrison Freedman ilk kez Ortadoğu ve Doğu Avrupa sorunlarının tartışıldığı konferansta ABDnin Genelkurmay Başkanlığı binası Pentagon'da alenen dile getirmiştir.

Peki Yahudilerin 19.y.y.da ortaya çıkan Türkçülük sevdasının asıl sebebi neydi? Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu öncesi ve sonrasında bir milliyetçi akım oluşturmak isteyenler Musa'nın Bozkurtları olmayı niçin seçmişlerdi?

Osmanlı İmparatorluğunda Türkçülük akımının doğuşunu en çok tetikleyen eser 1896 yılında Leon Cahun tarafından yazılan Asya Tarihine Giriş Türkler ve Moğollar olmuştu. Türkçülük ve Turancılık hareketine büyük ilham veren bu kitap ile ne amaçlanmıştı?

Serezli bir hahamın oğlu olan Moiz Kohen Osmanlı İmparatorluğunun içinde hızla büyüyen Türkçülük fikrinin neredeyse bayraktarlığını yapan Tekin Alp miydi?

Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında Türkçü çalışmaları ile öne çıkmış olan Armin Vambery, Yahudi kökenli bir Macar mıydı?

MHP eski genel başkanı Alparslan Türkeş Ahrida Sinagogunda ki Yahudi gençlere niçin Musa'nın Bozkurtları dedi?

Görünüşte Müslüman, gerçekte Musevi olduğu savunulan Ahmet Vefik Paşa ve Türk Milliyetçiliğinin bayraktarlığını üstlenen aynı zamanda Kürt Yahudi Dönmesi olduğu iddia edilen Ziya Gökalp gerçek birer Türkçü müydü?

Ziya Gökalp'in Kürtçülüğün Esasları isimli bir kitabı var mıydı?

Eski ve Yeni Türkler eserinin yazarı olan ve düşünceleriyle Atatürk'ü de etkileyen Mustafa Celaleddin Paşa Polanya Yahudisi miydi?

Türk milliyetçisi olması ile övünen Avram Galanti, Üç Türkiye Başkanı ve Yahudiler çalışmasında neleri açığa çıkarıyordu?

Vatandaş Türkçe Konuş kampanyasını başlatan Yahudi Türkçü kimdi?

İsrail Devletini kuranlar ve yönetenlerin kökenleri Hazar Türkleri'ne mi dayanıyordu?

Bütün bu soruların cevapların ancak kitap hacminde yayınlarla anlatılabilecek olduğundan bloğumuzun bütün

takipçilerine Yazar Ahmet Almaz'ın Musa'nın Bozkurtları isimli kitabını tavsiye ediyoruz...

"Musa'nın Bozkurtları" kitabı Yahudi Türk ilişkilerini masaya yatırırken tarihin satır aralarına gizlenmiş ve bu topraklardaki milliyetçilik kavramını tetiklemiş Yahudi asıllı Türkçüleri ve çalışmalarını gün yüzüne çıkarıyor.

Zamanda Yolculuk Mümkün Mü?



     Teknolojinin şu anda geldiği noktaya baktığımız zaman bundan belki de 100 yıl önce mucize olarak nitelendirilebilecek icatlar günümüzde pek şaşırtmıyor bizleri. Teknolojinin gelişmesi doğru orantıyla ilerlemeyi bırakalı çok oldu. Bu alandaki ivme gün geçtikçe daha da artmakta. Çok yakındaQuantum Levitation yoluyla uçan arabalar göreceğiz. Telefonla bir başkasıyla konuşurken filmlerde gördüğümüz gibi o insanın hologramı karşımızda olacak. 3. Boyut her türlü medya göstergecinin vazgeçilmez bir parçası olacak. Aynı şekilde tıpta gelinen nokta öyle bir hal alacak ki, insanlar robotik, yapay organlar sayesinde yüz yıllarca yaşayabilecek. Bunların gerçekleşeceği konusunda çoğu bilim adamı kendisinden oldukça emin gözüküyor. Ama günümzde bile gerçekleşebilmesine mucize olarak bakılan şeyler var. Bunlardan biri de fantastik, bilim kurgu edebiyat ve sinamasının vazgeçilmezlerinden olan ‘Zamanda Yolculuk’ konusu.
    
     Günümüzde zamanda yolculuk söz konusu olunca ilk akla gelen bilim adamlarıAlbert Einstein ve Stephen Hawking’dir. Çünkü onlar fiziğin somutluğuna zaman gibi soyut bir kavramı sokmuşlar ve bu konuda çalışmalar yapmışlardır. Einstein zamanı 4. Boyut olarak tanımlamış, zamanın külte ve hıza göre değişimleri hakkında çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalara göre boşlukta zaman yoktur ve kütle ile doğru orantılı olarak yavaşlar. Yani küneşin kütlesi zamanı dünyaya göre daha fazla eğer. Dolayısıyla güneşte geçirilen zaman göreceli olarak daha yavaştır. Aynı konuyu kütleden bağımsız ele aldığımızda ise bir cisim hızlandıkça kütlenin içinde bulunduğu zaman genişler, yani durağan bir cisme göre yavaşlar. Cisim ne kadar hızlanırsa zamanda o kadar ileri gitmiş olur. Bunu şu örnekle açıklayabilriz; aynı gün doğmuş iki kardeşten biri ışık hızına yaklaşan bir hızda seyehat etseydi, geri döndüğünde kardeşini seyehat yaptığı süreyle doğru orantılı bir şekilde kendisinden daha yaşlı bulurdu. Bu konu artık bir teori olmaktan çıkmak üzere. Aynı malzemeden aynı şekilde yapılmış iki saatten uzay yolculuğu yapan saat, tekrar dünyaya geldiğinde diğerine göre birkaç dakika geri kaldığı görülüyor.
      
     Anlaşılabileceği iki ışık hızındaki bir cisim için zaman durmuş demektir. Son yapılan çalışmalarda, ışık hızından daha hızlı taneciklerin varlığı kanıtlanmıştır. Teoreme göre ışık hızında zaman duruyorsa, ışık hızından daha hızlı hareket eden bir cisim için zaman ne olur? Geriye dönüş söz konusu olabilir mi? Einstein’ın bu zamanı somutlaştıran teoremi üzerinde günümüzde hala net bir cevap alınabilmiş değil. Cern’de de bu konu hakkında çalışmalar yapılıyor. Bu konudaki en büyük sorun ise ışık hızına ulaşan bir cismin moleküllerine ayrılması. Bu ayrılan moleküllerin tekrar toplanabilmesi de şu an için mümkün gözükmüyor.

     Zamanda yolculuk hakkında bir teori için de biraz karadeliklerden bahsetmek istiyorum. Karadelik yoğunluğu sonsuza yakın bir maddeden oluşan (kara madde) cisimdir. Bazı büyük yıldızlar enerjisini bitirdikten sonra daha da şişip süpernovaya dönüşürler. Özel durumlarda bu süper nova külte çekimi ile hızla içe doğru çökmeye başlar ve çökme tamamlandığında bir karadelik oluşur. Karadeliğin ne derece büyük bir yoğunluğa sahip olduğu şu örnekle daha iyi açıklanabilir. Eğer dünyamız bir karadelik olsaydı, hacmi bir toplu iğne ucu kadar olurdu. Yani bir dünya kadar ağır bir toplu iğne düşünün.  İşte bu değrece yoğun bir kütleyi şimdi de güneş hacminde düşünün. 

Karadelikler bu derece yoğun ve hacimli cisimlerdir ve oluşturdukları kütle  çekimi ile yakınlarındaki diğer yıldız ve gezegenleri çekerek gittikçe büyürler. Öyle ki Einsten’ın somut olarak nitelendirdiği zamanı bile bükerler. Karadelik içinde zaman yoktur. Teoriye göre karadelikler gibi bir de ‘Akdelikler’ vardır. Bu Akdelikler ise karadeliklerin çıkış noktasıdır ve ‘Solucan Deliği’ denilen bir tünel ile geçiş sağlanır. Bir cisim bu solucan deliğinden geçerse evrenin farklı bir yerinde veya farklı bir zamanında tekrar doğar. Zamanda yolculuğu mümkün kılan diğer teoride işte budur. Cern’de karadelik oluşturabilme olasılıklıklarını mutlaka duymuşsunuzdur. Molekülleri tekrar bir araya getirebilecek ve çevreye zarar vermeyecek ‘Portatif Karadelikler’ de bir diğer olası zaman makinesi olabilir. Ne yazık ki bu da şu an için mümkün görünmüyor.

     ‘Eğer zamanda yolculuk olsaydı, gelecekten günümüzde gelen olmaz mıydı?’ sorusunu kendinize sormuşsunuzdur. Zamanda yolculuk teorilerini çürüten bir soru gibi görünmekte. Kim bilir belki de Atlantis gibi varlığı kanıtlanamayan ama çok gelişmiş oldukları düşünülen medeniyetlerden birine gelecekten gelenler olmuştur.

     Zamanda yolculuk paradoksundan da biraz bahsetmek istiyorum. Düşünün ki zaman makinesi icat oldu ve zamanda geri gidebiliyoruz ve çocukluk zamanımıza gidip kendimizi öldürdük. Bu durumda bize ne olacak? Bu konuda da oldukça farklı teoriler mevcut. Bunlardan bazıları, günümüz gerçekliğinin silineceği ve insanların hafızalarında bile bir anda yer etmemeye başlayacağınız yönünde.

     Şu an için zamanda yolculuk konusunda insanların yapabileceği çok fazla şey yok. Ama kim bilir belki günün birinde tıpkı geçmişte ‘mucize’ olarak nitelendirilen icatların yapılması gibi bizim de ‘mucize’ dediğimiz zamanda yolculuk bir şekilde gerçekleşir. İşte o zaman şu ana kadar bu konuda yazılan kitaplar ve çekilen filmler biraz olsun gerçeklik payı kazanır. 

                                                                                    Ramazan Cingi

http://bunelahanatursusu.blogspot.com.tr/2012/02/zamanda-yolculuk-mumkun-mu.html